Bir Kuşak ve Bir Yol Projesi: 21. yüzyılın yapı taşı mı?

Çin Halk Cumhuriyeti, bu proje ile karşılıklı çıkara dayalı bir işbirliği vaat ediyor. Ancak önemli olan, bu söylemin pratiğe nasıl yansıyacağı,  kime, ne kazandıracağıdır.


 

21 Haziran 2017;Dünya

Prof. Dr. Seriye SEZEN - Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Üyesi

14-15 Mayıs 2017 tarihlerinde Pekin'de yapılan ve çok sayıda devlet/ hükümet başkanı ve uluslararası örgüt temsilcisinin katıldığı Bir Kuşak Bir Yol Forumu, Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) tüm dünyaya gücünü sergilemesinin yanı sıra ülkenin artık yeni bir çekim merkezi oluşunu da simgelemektedir. Forum, 2013'te ÇHC Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından gündeme getirilişinden beri tartışılan Bir Kuşak Bir Yol (BKBY) Projesi'ne güçlü bir uluslararası desteğin tezahürü olmasının ötesinde, BKBY'nin Çin projesi olmaktan çıkarak uluslararası bir proje kimliğine evrildiğinin de göstergesidir. ÇHC ile BKBY işbirliği anlaşması imzalayan ülke/uluslararası örgüt sayısının 68'e ulaşması, diğer uluslararası/ bölgesel örgütlerin temsilcilerinin yanı sıra BM ve IMF genel sekreterlerinin foruma katılımı ve projeye destek açıklamaları bu bağlamda belirtilebilir.

Xi Jinping'in mesajları

ÇHC Devlet Başkanı Xi Jinping'in Forum açış konuşması, BKBY Projesi'nin neye, niçin, nasıl yöneldiği ve dört yıl içinde nelerin başarıldığını özetleyen özlü bir konuşmaydı. Konuşmanın, içerik ve verdiği mesajlar açısından dört bölümden oluştuğu söylenebilir.

1) Tarihi İpek Yolu ile ilişkilendirme İlk olarak Xi, antik İpek Yolu ile bugünkü proje arasında bağlantı kurarak, tarihi İpek Yolu'nun Asya, Afrika ve Avrupa arasında barış ve işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve yararı sağladığını vurguladı. Tarihi İpek Yolu'nun yalnızca malların değil, bilginin, inançların ve kültürlerin de uygarlıklar arasında dolaşımına olanak verdiğini söyleyerek, BKBY'nin de 21. yüzyılda aynı amaca yöneldiğini ima etti.

2) 2013'ten günümüze yapılanlar Konuşmasının ikinci aşamasında Xi, 2013-2017 yılları arasında BKBY'nin dayandığı beş öncelikli hedefte (politikaların eşgüdümü, altyapıların bağlantılandırılması, ticaret engellerinin kaldırılması, finansal bütünleşme, ülke halklarının desteğinin sağlanması) kaydedilen ilerlemeleri özetledi. Bu bilgilere göre;

■ ÇHC'nin Orta Asya ülkelerinden ithal ettiği tarımsal ürünleri gümrükten çekme süresi %90 oranında kısaldı.

■ 2014-2016 döneminde ÇHC ile BKBY ülkeleri arasındaki toplam ticaret 3 trilyon dolara, Çin'in bu ülkelerdeki yatırımı ise 50 milyar dolara ulaştı. Çinli şirketler, 20 ülkede 56 ekonomik işbirliği bölgesi kurdu.

■ Asya Altyapı ve Yatırım Bankası'nca, BKBY ülkelerindeki 9 projeye 1.7 milyar dolar kredi sağlandı; İpek Yolu Fonu 4 milyar dolar tutarında yatırım yaptı. ÇHC, her yıl BKBY ülkelerinden 10 bin kişiye hükümet bursu verdiği gibi Çin yerel yönetimleri de özel bir İpek Yolu Bursu oluşturdu.

3) Yeni bir uluslararası düzen çağrısı

Xi'nin konuşmasının üçüncü bölümü, BKBY'nin sonul olarak neye yöneldiğini göstermesi açısından önemlidir. Xi, ÇHC ve proje ülkelerini içeren "biz" öznesini gereklilik kipi ile birlikte kullanarak BKBY'nin, barış, refah, açıklık, yenilik ve farklı uygarlıklar arasında bağlantı için inşa edilmesinin gerektiğini belirtti. Projenin barışçıl ve istikrarlı bir çevre gerektirdiğini vurgulayan Xi'ye göre, kazan-kazan işbirliğine dayanan; ülkelerin egemenliğine, onuruna, toprak bütünlüğüne, kalkınma modeline, toplumsal sistemine, temel çıkarlarına ve ana kaygılarına saygı duyulan yeni bir uluslararası düzen kurulmalıdır.

4) Sömürgeci bir güç olmayacağız

ÇHC'nin dünyanın ikinci büyük ekonomik güç haline gelmesi, başta Afrika Kıtası olmak üzere birçok coğrafyaya sermaye ve yatırım ihracını artırması, yeni bir sömürgeci güç mü doğuyor tartışmalarını da beraberinde getirdi. BKBY gibi hayli iddialı bir projenin gündeme getirilmesi, bu tartışmaları yeni boyuta taşıdı. BKBY'ye kuşkuyla bakan kesimler bu girişimi "Çin'in Marshall Planı" olarak adlandırmakta ve ÇHC'nin egemen bir güç haline gelmesine hizmet edeceğini öngörmekteler. Xi, konuşmasının son bölümünü bu kaygıları gidermeye ve ülkesinin projeye yapacağı katkılara ayırmıştı. BKBY ülkeleri ile dostluk ve işbirliğinin, "Barış İçinde Birarada Yaşamanın Beş İlkesi"- ne (toprak bütünlüğüne ve egemenliğe saygı, içişlerine karışmama, karşılıklı yarar için eşitlik ve işbirliği, karşılıklı saldırmazlık ve barış içinde birlikte yaşama) dayandığını ve bu girişim ile geçmişte kalan jeopolitik manevralara yönelmeyeceklerini bildirdi. "Kalkınma pratiklerimizi diğer ülkelerle paylaşmaya hazırız; fakat diğer ülkelerin içişlerine karışmaya, toplumsal sistemimizi ve kalkınma modelimizi ihraç etmeye ya da isteklerimizi başkalarına kabul ettirmeye niyetimiz yok."

Xi'nin verdiği bilgilere göre ÇHC'nin projeye sağlayacağı ilave katkılar ile geliştireceği alt projeler ise şöyle:

■ İpek Yolu Fonu'na 100 milyar yuanlık ek katkı.

■ Çin Kalkınma Bankası ile Çin İhracat-İthalat Bankası'nda toplam 380 milyar yuan tutarında özel borç verme programının oluşturulması.

■ Projelerin desteklenmesinde Asya Altyapı ve Yatırım Bankası, BRICS'in Yeni Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve diğer çok tarafl ı kalkınma örgütleriyle birlikte çalışılması.

■ BKBY ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları imzalanması için görüşmelerin başlatılması.

■ BKBY Bilim, Teknoloji ve Yenilik İşbirliği Eylem Planı'nın başlatılması.

■ Beş yılda 2 bin 500 yabancı genç bilim insanına kısa süreli araştırma bursu verilmesi; 5 bin yabancı bilim insanı, mühendis ve yöneticinin eğitilmeleri ve 50 ortak laboratuvarın kurulması.

■ Gelişmekte olan ülkelere ve uluslararası örgütlere, halkın refahını iyileştirmeye yönelik projeleri için 60 milyar yuan tutarında yardım sağlanması.

■ Projeye dahil gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yuan tutarında acil gıda yardımı ile Güney-Güney İşbirliği Yardım Fonu'na 1 milyar dolar ek katkı yapılması.

■ İşbirliğini güçlendirmek amacıyla izleme mekanizmalarının kurulması.

Çin-Türkiye ilişkileri bağlamında BKBY

Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan ülke olarak Türkiye, Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nde çok önemli bir konumdadır. Türkiye yalnızca coğrafi açıdan değil, her iki kıtayla kurduğu ilişkileri açısından da önemli bir köprü ülkedir. 1945 sonrası ABD öncülüğünde kurulan Batılı kapitalist sistemin içinde yer alan, AB'ye adaylık süreci halen devam eden ve üye olmasa da hayli bağlaşık görünen Türkiye aynı zamanda Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin birçoğuyla tarihsel ve kültürel bağlara sahiptir. Bu özellikleri ile Türkiye, Bir Kuşak-Bir Yol hattının önemli koridorlarından biridir. BKBY Projesi'nin iki eski komşu olarak Türkiye ve Çin ilişkilerini geliştirmeye, güçlendirmeye katkı sağlaması beklenmektedir. ÇHC Türkiye'nin ikinci büyük ticaret ortağı olmasına rağmen, ticaret dengesi giderek artan ölçüde Türkiye aleyhine bozulmaktadır. Yatırımlar açısından da benzer bir durum söz konusudur. Her iki ülkenin sermaye gücü, ticari kapasitesi arasındaki aşılması güç farklılıklar, tümüyle dengeli bir ticaret hacmi hedefini hayli güçleştirse de, BKBY, daha adil ve dengeli bir ticari ilişkiye zemin hazırlamalıdır. Ayrıca, proje altyapı yatırımlarının Türkiye'nin hem Avrupa hem de Kafkasya ve Asya ülkeleriyle olan ticari ilişkilerini kolaylaştırması da öngörülebilir. İki ülke arasındaki ana sorunlardan biri de, her iki toplumun birbirlerini yeterince ve doğru biçimde tanımamasıdır. Türkiye'nin kendi doğusundaki toplumlara, çoğu zaman Batının ürettiği bilgi ve bakış açısıyla baktığı bir gerçektir. Projenin insanlar arası ilişkileri güçlendirmeye yönelik hedefleri, iki ülkenin toplumsal ilişkilerindeki bu mesafeyi gidermek açısından bir fırsattır. Yüzeysel ve önyargılara dayalı algıları ortadan kaldırarak, karşılıklı anlayış, hoşgörü ve saygıya dayalı yeni bir ilişki ağının kurulmasına aracılık etmesi, projenin en önemli toplumsal çıktısı olacaktır.

BKBY projesi: Bütünleşik pazara doğru

Bir Kuşak Bir Yol Projesi (BKBY), kaba bir bakışla eski İpek Yolu'nu 21. yüzyılda canlandırmayı amaçlayan bir altyapı ve ticaret projesi olarak görülebilir. Ancak bu bakış yetersizdir.

Bir kuşak ve bir yol projesinin öncüleri

BKBY Projesi, Çin'in yaklaşık kırk yıl önce başlattığı ve ihtiyatlı bir biçimde ilerlettiği "reform ve dışa açılma" döneminin yeni bir aşamasıdır. Bu aşamanın temelleri 2000'li yılların başında "küresel olana yönel" (go global) politikası ile atıldı. Bu politika uyarınca Çin sermayesi dış pazarlara, yatırımlara yöneltildi; Çinli şirketlerin küresel rekabet gücünün arttırılması teşvik edildi. Bu projeyle ilişkilendirilebilecek bir başka etmen, yine aynı dönemde ülkenin kalkınma modelinde kapsamlı bir değişimi öngören "bilimsel kalkınma" politikasının benimsenmesidir. Üretimin ve işgücünün niteliğinde köklü bir dönüşümü öngören "bilimsel kalkınma"; ucuz ve niteliksiz işgücüne, düşük teknolojiye dayalı, çevreyi tahrip eden üretimden, yüksek katma değere ve teknolojiye dayalı, çevreye duyarlı bir üretim modeline geçmeyi hedeflemektedir. Amaç; emek-yoğun üretimden teknoloji- yoğun üretime geçmek; ülkeyi de teknoloji transfer eden bir ülkeden teknoloji yaratır bir ülkeye dönüştürmektir.

Aynı dönemde, Çin'in uluslararası platformlarda "dinleyici-edilgen" pozisyonunu bırakarak etkin ve pro-aktif bir tutuma geçtiği de gözlenmektedir. Bir başka ifadeyle ÇHC, 2000'li yılların başlangıcından itibaren ekonomik gücünden kaynaklanan siyasal gücünü uluslararası alanda daha fazla hissettirmeye başlamıştır.

Bu içsel oluşumların yanı sıra, bu girişim aynı zamanda, ÇHC'nin artan gücünün yarattığı kaygı ile ağırlığını Orta Doğu'dan Asya Pasifik'e yönelten ve bu coğrafyada varlığını güçlendiren ABD'ye karşı bir hamledir. Bu nedenle BKBY, bir altyapı ve yatırım projesinden çok daha fazlası, ÇHC'in ekonomik ve politik gücünü, küresel arenada daha yüksek sesle ve daha cesaretle dile getirme girişimidir. Nitekim, Soğuk Savaş sonrası ABD'nin liderliğine dayalı tek kutuplu dünya düzeninin yerini çok kutuplu/çok merkezli bir düzenin alması, projenin hedefl eri arasındadır.

Sonul hedef: Bütünleşik pazar

BKBY, iddialı, yöneldiği hedefler hayli kapsamlı, finansman boyutunun dışında uygulamaya geçirilmesi önemli engelleri aşmayı gerektiren bir girişimdir. ÇHC'nin, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolunun Ortak İnşası Üzerine Vizyon ve Eylemler" belgesinde projenin işbirliği öncelikleri beş başlık altında toplanmaktadır: Politikaların koordinasyonu, altyapı olanaklarının ve teknik standartların bütünleştirilmesi, ticaret engellerinin kaldırılması, finansal bütünlüğün sağlanması ve proje kapsamındaki ülkelerin kamuoyu desteğinin sağlanması. İşbirliği önceliklerinin katmanları; politika, yatırım, ticaret, hizmet ve finans bütünlüğünün sağlandığı, serbest dolaşım şeklinde olmasa da insan hareketliliğinin kolaylaştırıldığı "bütünleşik bir pazar" kurulmasının hedeflendiğini göstermektedir. 
Yatırım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, serbest ticaret bölgelerinin kurulması, tarım, enerji, denizcilik, madencilik ve hizmet sektörlerinde işbirliğinin güçlendirilmesi, projenin serbest ticaret öncelikleri arasındadır. Finansal bütünlüğün sağlanması bağlamında ise, istikrarlı bir döviz sistemi, yatırım-finans sistemi ve kredi bilgi sisteminin kurularak finansal işbirliğinin artırılması, Asya'da bir tahvil piyasası kurulması, BKBY ülkeleri arasında döviz takası ölçeğinin ve kapsamının genişletilmesi hedeflenmektedir. Diğer finansman kurumlarının (AAYB, BRICS Yeni Kalkınma Bankası ve İpek Yolu Fonu) yanı sıra projenin finansmanı için Şanghay İşbirliği Örgütü finans kurumunun kurulması hedeflenmektedir. 
Projenin uygulanmasında ülkelerin kamuoyu desteğini sağlamak amacıyla, kültürel ve akademik değişim, gençler ve kadınlar arası değişimin yanı sıra ortak yönetilen okulların kurulması; medya ve düşünce kuruluşları, parlamentolar ve siyasi partiler arasında işbirliğinin geliştirilmesi; kültür-sanat festivalleri, kitap fuarlarının düzenlenmesi, turizm hareketliliğinin arttırılması gibi hedefler öngörülmektedir.

Girişimin sahibi ve ana finansörü olarak ÇHC, sermaye, üretim ve işgücü fazlasını BKBY ülkelerine ihraç ederek, 2008 krizinden sonra yavaşlayan ekonomisini canlandırabilecektir. Bu yollar kanalıyla ürünlerini üç kıtadaki pazarlara ulaştırma maliyeti ve süresi düşecektir. Projenin Çin'in bölgeler arası gelişmişlik farkını gidermeye katkı sağlanması da beklenmektedir. Örneğin, Orta, Güney ve Batı Asya ülkeleriyle ilişkilerde Sincan Uygur Özerk Bölgesinin; Moğolistan ve Rusya ile ilişkilerde İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin merkezi bir koridor olması öngörülmektedir.

Projenin toplumsal ayağını oluşturan ilişkilerin de ÇHC'nin yumuşak gücünü artırması, Çin kültürünü ve değerlerini ihraç etmesi beklenmektedir.

Sonuç olarak, 21. yüzyılın belirleyicisi Asya Pasifik Bölgesi olacak ise -ki öyle görünmektedir- BKBY Projesi de bu bölgenin belirleyici aktörünün ÇHC olacağının habercisidir. Proje, soğuk savaş döneminden sonra bozulan dünya dengesinin yeni bir dengeye oturmasında önemli bir işlev görmeye adaydır. Proje aynı zamanda, Batı'da küreselleşme karşıtı politik söylemler yaygınlaşırken (anti küreselleşmeci politik söylemler ile sermayenin çıkarları arasındaki çelişkiler ayrı bir tartışma konusudur) ÇHC'nin yeni bir küreselleşme dönemini başlatma girişimidir.

Ancak, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarındaki 65 ülkeyi kapsayan ve 1 trilyon dolar tutarında yatırım öngören projenin tümüyle yaşama geçirilmesi kolay olmayacaktır. Bu üç kıta gelişmişlik düzeyleri, ekonomik-politik düzenleri, kültürel yapıları açısından farklılıklar gösterdiği gibi her ülkenin sosyo-ekonomik ve politik koşulları, beklentileri, çıkarları farklıdır. Diğer yandan, Kuşak- Yol üzerindeki kimi ülkeler arasında sorunlar, anlaşmazlıklar vardır.

ÇHC, bu proje ile karşılıklı çıkara, saygıya ve kazan-kazan ilişkisine dayalı bir işbirliği vaat etmektedir. Ancak önemli olan, bu eşitlikçi-saygılı-yatıştırıcı-umut vaat eden söylemin pratiğe nasıl yansıyacağı, beklenen katkıların gerçeklikte kime, ne kazandıracağıdır.