Oyun bozanlık

”Umarım gelecek kuşaklar “yapılamayan yatırımların değil, yapılanların bedelini” uzun dönem ödemezler.”


 

Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 büyümüş iken, neden oyun bozanlık ediyorsun diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Ancak akademik sorumluluk bildiğini söylemekten, yazmaktan geçiyor.

Aslında bu hafta yazı kısa olacak. Çünkü size önce birkaç haber aktarmak istiyorum.

* Haber 1: Fransa Çevre Bakanı Nicolas Hulot’un hazırladığı yasa taslağına göre, Fransa artık ana kara topraklarında petrol ve doğal gaz gibi hidrokarbon aranması izni vermeyecek, üstelik var olan izinleri de uzatmayacak. Yasanın özü 2040 yılından itibaren Fransa’daki petrol ve doğal gaz üretimini durdurmak. Amacı ise Paris İklim Antlaşmasına bir an önce uyum göstermek. Haber geçen hafta gazetelere de yer aldı.

* Haber 2: Dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin, benzinli ve dizel araba ve kamyonetlerin üretim ve satışını yasaklamayı planlıyor.

Çin Sanayi Bakanı Yardımcısı Şin Guobin, resmi haber ajansı Şinhua'ya yaptığı açıklamada konuyla ilgili araştırma yaptıklarını, ülkenin bu değişimi sağlaması ile sanayi de "türbülans" etkisi yaratabileceğini söyledi. Böyle bir dönüşüme hazırlanan Çin’in 2016 yılı otomotiv sektörü üretimi 28 milyon araç dolayında. Çin daha önce satın almış olduğu Volvo da, 2019'dan itibaren sadece elektrikli araç üretme kararı almıştı.

* Haber 3: Bu haber 2016 tarihli. Almanya nükleer santralleri kapatıyor. Başbakan Merkel 1980'den önce kurulan 7 santralin 3 ay için kapatılacağını açıkladı.

* Haber 4: İsviçre güvenliğin ana öncelik olduğunu açıklayarak ülkedeki nükleer santral planlarını askıya alındığını duyurdu. İsviçre'de dört nükleer santralde beş aktif reaktör var. Ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 40'ını bu santrallar karşılıyor.

Bir ek daha yapalım verdiğim grafikten de göreceğiniz üzere dünyanın en önemli petrol üreticilerinden ABD’de kömürden sonra petrol ürünleri tüketimi da azalmaya başladı. Üstelik bu Trump’a rağmen teşvik ediliyor.

Bu haberleri okuduktan sonra siz de acaba benim gibi yolun Türkiye başında iken nükleer santral kurma kararından hükümetin vazgeçmesinin daha doğru olacağını düşündünüz mü? Ya da petrol ve doğal gaz taşımacılığına (borularla) soyunmanın anlamsız olduğunu düşünmüyor musunuz? Türkiye ve paydaşları belki de borularla taşınan petrol ve doğal gazı satacak ülke bulamayacaklar.

Açıklama: https://www.dunya.com/uploads/content/omerfaruk-15-09-2017-grafik-adfhb-15jpg_8Ajio.jpg?v=1505467405

Yatırım kararı vermek

Hesapla, kitapla olur. Daha önceki yıllarda İktisat ve İşletme Bölümlerinde yatırım projelerinin değerlendirilmesi dersi vardı. Bu derste yapılması düşünülen yatırıma karar vermeden önce analiz teknikleri öğretilirdi. Yatırımla ilgili ara malına yakınlık, işgücü yeterliliği, pazara yakınlık, beklenen talep vb. başlıklar kullanılarak rapor hazırlanır, bu dersin ana konuları idi.

Türkiye’de bu analizi makro çerçevede DPT (gereksiz diye kurum 2011 yılında kapatıldı) yapardı. DPT ayrıca devletin planladığı her yatırımı ayrı ayrı inceler ve olur verirdi. Siyasetçiler bu işi 1970’lerin ikinci yarısından itibaren kısmen sulandırmıştı. Hele birisi vardı ki, makam aracının her gittiği yere ağır sanayi hamlesinin bir eseri diyerek “motor fabrikası” temeli atardı. Sonuçta elbette hiçbir yatırım olmadı.

Ankara’da yapılan Şehir Hastanesi de bu kafa ile yapılıyor (hastane sanırım bitmek üzere). Bakmışlar ki yolu unutmuşlar. Sonunda ODTÜ Rektörü ikna edilmiş ve yeşil alan yok edilerek yol yapılma kararı alınmış. Yıllarca popülist politikacıların “plan değil pilav” diyerek yaptıkları espriyi artık hayata geçirdikleri bir kere daha ortaya çıkmış oldu. Umarım gelecek kuşaklar “yapılamayan yatırımların değil, yapılanların bedelini” uzun dönem ödemezler.

15 Eylül 2017,dünya, Ömer Faruk ÇOLAK