TÜPRAŞ Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin hatırlattıkları

 İzmit Rafinerisi 1961 yılında üretime başladığında ülkemizin en değerli tesisiydi. O tarihten günümüze Türkiye’nin en büyük rafineri yatırımı oldu. Şimdi değil.


Günümüzde konuyu günlük siyasal görüşlerle uyumlu hale getirerek sunma anlayışı egemen. Bu birbiriyle zıt iki yolla yapılıyor. Konu günümüze kadar resmi veya bilinen tarihi ile sunulmuş ise hemen tarihin gerçekleri su yüzüne çıkarılarak yeniden yorumlanıyor. Eğer tarihi gerçekler görüşlerini desteklemiyor ise, geçmişe hiç yer vermeden bugünü, yani anı anlatarak gerçeği gizlemek yoluna sapılıyor.

Cumhurbaşkanımızın TÜPRAŞ’ın Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin açılışında söylediği   "Bütün bu operasyonlara rağmen, Türkiye bugün, tarihindeki en büyük sanayi tesisinin açılışını yapıyor“ "Hiç kimse algılara aldanmasın, gerçeğe baksın, gerçek rakamlara, gerçek manzaraya baksın ve kararını da o şekilde versin" sözleri geçmişe değil bugüne bak örtüsünden başka bir şey değil.

TÜPRAŞ İZMİT RAFİNERİSİNİN GEÇMİŞİ

Tüpraş yakın geçmişte sermayeye satılma çabalarının ve buna karşı işçi sendikalarının karşı mücadeleleri ile gündemde kaldı. Ancak onun 1960’lı yıllarda başlayan öyküsündeki harçta, bu ülkenin insanlarının emeği ve mühendislerinin fedakarlıkları var. O nedenle Tüpraş,  yaklaşık yarım asır sadece orada çalışanların değil Türkiye halkının övünç ve gurur kaynağı oldu. Çünkü halk o tesislerde kendi emeğinin yaşadığını hissetti. Ta ki 2006 yılında satılana kadar.

Tüpraş İzmit Rafinerisi TPAO ile bir Amerikalı şirket arasında yapılan anlaşmayla kuruldu. 23 Nisan 1960 yılında inşaatına başlanılan tesisin açılışı 24 Ağustos 1961 tarihinde oldu. Tesis, 1972 yılında ortaklık sona erdikten sonra tamamen kamuya ait hale dönüştü. 1983 yılında ise Tesis diğer rafinerileriyle birlikte TÜPRAŞ adı altında bir kamu şirketi haline dönüştü.

İzmit Rafinerisinin kuruluştaki 1 milyon ton/yıl ham petrol işleme kapasitesi, 1967’de 2,2 milyon Ton/yıl’a, 1972’de 5,5 milyon ton’a, 1977’de 7,0 milyon ton’a, 1980’de 7,8 ve 1982’de 11,5 milyon tona çıkarıldı.

Tüpraş uzun süreli bir satılma süreci yaşadı. İşçi sendikalarının, duyarlı halk kitlelerinin ve meslek odalarının çabaları bu süreci durduramadı. Tüpraş’ın yüzde 51 hissesi bir yabancı sermayenin minik bir hissesi ile birlikte 4,14 milyar dolara KOÇ Grubu’na 2005 yılında satıldı. Ve tesisler 2006 yılının başında bu gruba devredildi.

Bilindiği üzere ülkemizde İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman olmak üzere dört adet rafineri bulunmaktadır. Rafinerilerin toplam kapasitesi 19-29 milyon ton civarında. Bu rafineriler içerisinde hem kapasitesi ve hem de tüketim merkezine yakınlığı ile en büyüğü ve en değerlisi şüphesiz İzmit Rafinerisi. İzmit Rafinerisinin kapasitesi 8-11 milyon ton. ( http://www.epdk.org.tr/web/guest/petrol_piyasasi).

Bu rafinerinin 6,2 miyar dolar değerinde olduğunu 1999 yılındaki basın bilgilerinden öğrenebiliyoruz.

Yukarıdaki bilgileri verirken amacımız aşağıda söyleyeceklerimizin ete kemiğe bürünmesi. Yoksa ucuza satıldı tartışmasına girmek değil. Geçmişi gösteren “gerçek manzara ”yı görebilmek için perdeyi kaldırmak.

BU HALKIN GÜCÜ

Yapılan yatırımın az olduğunu, fuel oil tesisinin bu ülke için önemsizliğini ortaya çıkarmak için bu kadar bilgiyi vermedik. Gerek tesis sahiplerinin ve gerekse 1960’lı yıllardaki manzarayı görmemizi engelleyen sözleri ve anlatımlarındaki göz boyamayı silmek istiyoruz sadece.

İlk önce şunu söyleyelim. İzmit Rafinerisine bu kadar yatırım yapılmasında kendine pay çıkaran siyasi iktidar, bu ülkenin insanlarının güçsüz olduğu, ülkenin milli gelirinin bugüne göre oldukça düşük olduğu, mühendislik bilgisinin ve tecrübesinin günümüze göre doğal olarak yetersiz olduğu ve 50 yıl öncesinin teknolojik birikimi ile o tesisin kurulduğundan söz etmemeye özen gösteriyor. Kurulan tesisin kendisi  “Türkiye bugün, tarihindeki en büyük sanayi tesisinin açılışı” payesine sahip olmazken ilave yatırımın böyle bir madalya ile onurlandırılması, bu ülkenin kamuya ait değerlerini yaratanları değersiz gören bir anlayışa ait davranıştır.

Söylendiği gibi “rakamlara bakalım”.

 Ana tesisin 1999 yılındaki değeri 6,2 milyar dolar iken, yapılan yeni yatırımın 2014 yılı itibarıyla tutarı 2,9 milyar dolar. Bu rakamlar ortada iken haklı olarak “dünya beşten büyük “ diyenlerden altı üçten büyüktür sözünü duymamız gerekmez mi?

Neyse, üniversitede dört dönem matematik okuyan kimya mühendisleri olarak bizler, "algılara aldanmadan, gerçeğe bakarak”  düşüncelerimizi oluşturmaya devam edelim.

Son olarak şunun altını çizmek gerekiyor. İzmit Rafinerisi Türkiye’nin planlı dönemde başardığı en önemli rafineri yatırımlarından birisidir. İlk oluşu ve sürekli yapılan yeni yatırımlarla üretim kapasitesinin büyütülmüş olması onun en önemli özelliğidir. Koç grubu tarafından yapılan bu yatırımdan çok daha değerli olan ülkenin kaynaklarının ve birikimlerinin çok düşük seviyelerde olduğu dönemde kurulmuş olmasıdır. Kurulmakla kalmayıp 15 yılda kapasitesinin 5 kat artmasının sağlanmasıdır.  

Aralık 2014