Ankara’nın gaz sayaçları

Ankara’lı satın aldığı gazın bedelini satın aldığında ödemiş olmuyor; Bir sonraki alımdaki gaz satış fiyatı üzerinden ödeyecek.


 

 

Ülkemizde gün geçmiyor ki sanayiyi, işverenleri ve tüketiciyi etkileyen bir karar alınmasın.

 Bu kararlar arasında tüketiciyi doğrudan etkileyen kararların tüketicilerle konuşulduğuna ilişkin bir açıklama bugüne kadar duyulmadı.

Halbuki iş çevrelerine yönelik uygulamaların, onlarla görüşülerek alındığını biliyoruz. Bu tür açıklamalar doğrudan yetkililer tarafından övünçle açıklanıyor. İşveren örgütleri alınacak kararları etkilemek ve isteklerini dile getirmek konusunda oldukça ataklar. Her gün bu tür haberlerle karşılaşıyoruz.

Geçen haftalarda  doğal gaz tüketicilerini etkileyen iki karardan birisi doğalgaza yapılan zam oldu. Konutlara  uygulanacak doğalgaz  satış fiyatları sadece Temmuz ayından bugüne 3 ayda yüzde 30 arttı. Gerekçe ise doğal olarak kurlardaki artış oldu. Bu yazımızda bu konuyu incelemeyeceğiz. Ancak geçerken şunu söyleme hakkımız var. Doğalgaz alım fiyatları düştüğünde, BOTAŞ’ın doğalgaz satışından elde ettiği karları açıklamaktan çekinildiği dönemlerde fiyatları yine aynı gerekçe ile düşürmek gerekmez miydi?

Bu gün size başka bir konudan söz edeceğiz. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) aldığı bir kararla ön ödemeli sayaçlar için kartlı alım yapan ve parasını önceden ödeyen tüketici satın aldığı gaz fiyatında artış olması halinde bu artışı da ödeyecek.

Sonuç olarak ön ödemeli sayaç kullanan tüketicinin önceden parasını ödeyip satın aldığı hizmetin, malın fiyatı kullanım sırasında değişebilecek.

Ön ödemeli sayaç

Ön ödemeli sayaç uygulaması Ankara’ya özgü, Melih Gökçek imzası olan bir tiyatro oyunudur. Bu oyun sahneye koyulurken “kazan kazan” öngörülmüştü. Sayaçlar vatandaşa fahiş fiyatlarla satılarak Büyükşehir Belediyesinin finans ihtiyacı karşılanacaktı. Sayaç ithalatçıları da, daha sonra bu sayaçları imal eden ve bakım hizmeti veren şirkette kazanan tarafta yer aldı.

Bunun üzerine  gelebilecek zamlardan etkilenmemek için özellikle sabit gelirli Ankara’lılar birkaç ay tüketimleri kadar gazı peşin olarak  satın almaya başladılar.

Uygulama Ankara gaz dağıtım Şirketinin Torunlar Şirketine satılmasına kadar değişmedi. Bu satış sonrasında oyunun güncellenmesi için her türlü çaba gösterildi. Bu çabanın tarafları arasında hiç şüphe yok ki sadece özel dağıtım şirketi yoktu. Kural koyucu, yani sahneleyen EPDK da baş aktörlerden birisi idi . Yenilenen senaryo Başkent Dağıtım AŞ tarafından yazılıyor, EPDK tarafından gerekli redaksiyonları yapıldıktan sonra sahneye konuldu. Tiyatronun en ön koltuklarda izleyenler ise siyasi erk sahipleri oluyordu. Ön ödemeli sayaç konusunda geçmişte yapılan revizyonların fotoğrafı işte böyle bir şeydi.

Ankara’lıların üç kuruşluk tasarruflarını engellemek için yıllardan beri ön ödemeli sayaçlar çeşitli bahaneler yaratılarak, Tüketicilerin bilgisiz ve korumasız kalmalarından da yararlanılarak faturalı sayaçlar değiştirildi. Bozulan ön ödemeli sayaçların anında tamiri veya yenisiyle değiştirilmesi yerine çeşitli bahanelerle bu sayaçlar faturalı olanlara dönüştürüldü. Bu işlem için gerekli hukuksal işlemler de tüketiciye evrak imzalatılarak tamamlatıldı.

Bu da yetmedi yine EPDK kararı ile aylık gaz satım miktarları üzerine kısıtlama getirildi. Artık tüketici fazla gaz satın alamayacak, gelecek zamlardan kendilerini korumaları da önlenecekti.

 

Ancak yine de alınan önlemler dağıtım şirketlerini tatmin edemiyordu. Ön ödemeli sayaçlarını değiştirtmeyen tüketiciler bu dönüşüme itiraz ediyor ve sayaç bakım ve servis hizmetleri maliyet kalemi olarak Şirket aleyhine sonuçlar doğuruyordu.

Bu durumu Şirket için kökünden çözecek bir uygulama EPDK devreye sokularak başlatıldı. Sorun dağıtım şirketi karları dikkate alınarak çözüldü. Artık tüketici satın aldığı gazın bedelini satın aldığında ödemiş olmuyor; Bir sonraki alımındaki gaz satış fiyatı üzerinden ödeyecek.

Bu akıl dışı, hukuk dışı bir uygulama.

Hukuk dışı diyoruz.. Çünkü her özelleştirilen veya satılan kamuya ait Şirketler “tacir “ dediğimiz kişi veya Şirketlere devredilmiştir. Tacir olan kişi basiretli iş adamı gibi davranmak zorundadır. Aldığı malın verdiği hizmetten yararlanması, yani kar etmesi ne kadar doğal kabul ediyor ise aldığı maldan zarar etmesi de tacirliğin doğal bir sonucudur. Bu nedenle de tüketiciden ayrılır. Başkent gazı alan tacir alırken malı görmüş, incelemiştir. Yani verilen malı istediği fiyattan satın almıştır. Malın özellikleri arasında, daha doğrusu verilecek hizmet içinde ön ödemeli sayaç bulunuyordu ve doğalgazı nasıl satacağı ve nasıl tahsilat yapılacağı belirlenmişti. Bu koşulları değiştirmesi hukuken mümkün değildir. İşte bu koşulları değiştirmek için EPDK kullanılmıştır. Satılan malın özellikleri değişmiştir. Malın (Gaz şirketinin) değeri de değişmiştir. Bu nedenle yapılan işlem hukuksuzdur.

Akıl dışıdır. Çünkü bu uygulama tüketiciyi koruma görevi olan EPDK’nın tüketici aleyhine aldığı bir karardır. Aynı zamanda görev suiistimali de söz konusudur.

Bu nedenle EPDK nin aldığı karardan dönmesi ve vatandaşın cebine el uzatan bu anlayışından vazgeçmesi gerekir

5 Ekim 2018,kimya mühendisleri platformu