Her yıl 15 milyar dolarlık enerjiyi sadece binalar için ithal ediyoruz

Avrupa Birliği, 1 Ocak 2021’den itibaren tüm yeni binalarda “Sıfır Enerji Binalar”a dönüşümü zorunlu hale getiriyor.


 

 

İçinde yaşadığımız veya çalıştığımız binalar, küresel enerji tüketiminin 30’undan fazlasından sorumlu. Avrupa Birliği, 1 Ocak 2021’den itibaren tüm yeni binalarda “Sıfır Enerji Binalar”a dönüşümü zorunlu hale getiriyor.

Sıfır Enerji Bina, “ısıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerji ihtiyacı olan ve bu ihtiyacını da tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden bina” olarak tanımlanıyor.

Fosil yakıt tüketimini sıfırlamayı, ekonomik kalkınmaya fayda sağlamayı ve çevreyi korumayı hedefleyen bu dönüşüm Türkiye için de büyük önem taşıyor, çünkü ZeroBuild Forum Genel Sekreteri Özgür Kaan Alioğlu’nun ifade ettiği gibi, ülke olarak senede yaklaşık 15 milyar dolar tutarında enerjiyi, sadece binalarda kullanmak üzere ithal ediyoruz. Dolayısıyla sıfır enerji binalar, ilk adımda 15 milyar dolar tasarruf anlamına geliyor.

23-27 Eylül 2020 tarihleri arasında dijital ortamda gerçekleşecek Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Sanal Forumu ZeroBuild Forum’20 de, bu dönüşümün önemine dikkat çekmeyi hedefliyor.

“Dünya Çözüm Bekliyor, Çözüm: Sıfır Enerji Binalar” ana temasıyla gerçekleşen ZeroBuild Forum’un Genel Sekreteri Özgür Kaan Alioğlu, durumun özetini şu sözle yapıyor: “Ulaştırma sektörünün enerji ile olan ilişkisinde elektrikli arabaların rolü ve önemi ne ise yapı sektöründe de Sıfır Enerji Binalar’ın rolü ve önemi o şekildedir.”

“Sıfır Enerji Bina kavramının ana unsurları, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjidir” diyen ZeroBuild Forum’un Genel Sekreteri Özgür Kaan Alioğlu, fosilden yenilenebilir enerjiye dönüşümde binaların üstlendiği rolü şu yorumlarla anlatıyor:

Yenilenebilir enerjinin payını artırmanın yolu sıfır enerji bina

Dünyada tüketilen enerjinin yüzde 30’u binalarda, yüzde 30’u sanayide, yüzde 30’u ulaştırmada ve yüzde 10’u da diğer alanlarda kullanılıyor. Tüketim içerisinde yenilenebilir enerji miktarını artırabilmenin birinci şartı öncelikli olarak sistemleri fosil yakıt tüketiminden çıkarmak. Örneğin elektrikli arabalar kullanmaya başlamadan, ulaştırmada yenilenebilir enerji payını artırmamız mümkün değil. Keza binalarda da Sıfır Enerji Bina’lara ulaşmadan yenilenebilir enerji payını artırmamız çok zor. Çünkü binalarda kullanılan enerjinin de yaklaşık yüzde 80’i ısıtma-soğutma kaynaklı. Binanın tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlayabilmek, ancak binanın enerji ihtiyacını minimuma indirdikten ve fosil yakıtlardan bağımsız hale getirdikten sonra mümkün.

Treni kaçırmayalım

Ülkemizde sıfır enerji binalar iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar düşük bir seviyede. Bu hem üzüntü verici, hem de umut vadeden bir durum. Devlet kademelerinde hem Sıfır Enerji Binalar ile ilgili hem de uzak yenilenebilir enerjinin tüketicilere ulaştırılabilmesi ya da tüketicilerin kendi ürettikleri elektriği şebekeye verebilmeleriyle ilgili birçok çalışma devam ediyor. Teşvik konusu sanırım bu alt yapısal ve mevzuatsal düzenlemeler tamamlandıktan sonra gündeme gelecektir. Bütün dünya, özellikle gelişmiş ülkeler tüketicilerini bu konuda teşvik ediyor. Geçmiş yıllarda birçok konuda treni kaçırmış ve arkasından kovalamak zorunda kalmış bir ülke olarak bu konuda hem kamu hem de kamuoyu olarak fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Küresel fosil yakıt tüketimi yüzde 32 oranında azalabilir

"Türkiye’nin toplam enerji tüketiminde kullanılan kaynaklara baktığımızda bunun yüzde 81 ’inin kömür, petrol, doğalgaz olduğu, yaklaşık yüzde 13’ünün hidroelektrik ve kalan yüzde 6’sının güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir kaynaklardan geldiğini görürüz. Türkiye doğalgaz, petrolde yüzde 94’ün üzerinde bir oranda dışa bağımlı” diyen Özgür Kaan Alioğlu, “Ülkemizde son 10 yılda yeşil enerjiye 20 milyar dolara yakın yatırım yapıldı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2024 yılında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 50 artacağını öngörüyor. Ülkemiz için en önemli stratejilerden biri doğalgaz ve petrol ithalatını azaltarak yerel yenilenebilir kaynaklara geçmek olacak. Tüm binaların sıfır enerjili olması durumunda, küresel fosil yakıt tüketimi yüzde 32 oranında azalabilir ve küresel emisyonlarda da yüzde 30’a yakın bir düşme olabilir” yorumlarını yapıyor.

Enerji performans sözleşmeleri daha çok gündeme gelecek

"Sıfır Enerji Bina kavramı mimarlık ve mühendislikten, yani tasarımdan başlayan bir kavram. Eğer yatırımın en başında tasarımcılarımıza bu yetkiyi verebilsek yaklaşık yüzde 15-20 mertebelerinde maliyet artışı ile Sıfır Enerji Binalar’a ulaşılabilir. Standart şartlarda imal edilmiş bir binanın daha sonradan Sıfır Enerji Bina’ya dönüştürülmesi her ne kadar mümkün olsa da, bu durumda maliyet artışı yüzde 30-35’lere varabilir. Standartlar koymak, enerji tasarrufunu teşvik etmek, yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemek, enerji tasarrufu sağlayan ürünler geliştirmek büyük önem taşıyor. Yönetmelik ve standartlarla gelişmiş ülkeler seviyesine gelmeyi hedeflemeli, bunların uygulama esnasındaki denetimini gerçekleştirmeliyiz. Türkiye’nin cari açığını pozitif etkileyen enerji verimliliği konusunun teşvik edilmesi gerekmektedir. Enerji performans sözleşmeleri ve finansmanları konusu henüz Türkiye’de yeni. Önümüzdeki dönemde enerji performans sözleşmeleri, konut ve sanayide daha çok gündeme gelecek.”

23 Eylül 2020,DİDEM ERYAR ÜNLÜ