Kimya Sanayi, Ar-Ge’ye dayalı üretim modeli ile küresel ticaretten aldığı payı arttırmayı planlıyor.

Kimya sanayiinin 2017 yılı ihracat tutarı 16,1 milyar dolar, ithalat tutarı ise 73 milyar dolar. Dünya kimya sanayiinde Türkiye’nin payı ise yüzde 1.


 

Sahip olduğu üretim ve ihracat potansiyeli bakımından Türkiye’nin önde gelen sektörleri arasında yer alan kimya sanayii, yurt ekonomisine sağladığı katma değeri her geçen sene arttırıyor. 2017 yılında gerçekleştirdiği 16,1 milyar dolarlık ihracatıyla en çok ihracat yapan üçüncü sektör olan kimya sanayii, bu ihracatın 10,4 milyar dolarlık kısmını Çin, ABD ve Almanya gibi global kimya pazarında söz sahibi ülkelere gerçekleştirdi. Bugün itibariyle globalde kimya sektörü, toplam küresel ticaretin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Türkiye’de ise sektör, ülkenin toplam ticaretinde yüzde 10 pay alıyor. Bu açıdan ülkelerin ticaret hacminde kritik öneme sahip olan sektörde, yerli üreticiler kilogram başına ihracatı ve küresel ticaretten aldığı payı artırmak istiyor. Söz konusu amaç için Ar-Ge, İnovasyon ve teknolojiye dayalı üretime geçilmesi gerektiğini söyleyen sektör temsilcileri, bu üretim modelinin küresel ticarette rekabet avantajı sağlayacağına dikkat çekiyor. Sektör temsilcileri, ayrıca üniversite, sanayi ile kamu işbirliğinin artırılması ve nitelikli istihdamın yaratılması gerektiğini de belirtiyor. Sün dönemde özellikle devlet destekli yeni Ar-Ge çalışmalarının hızlandığını kaydeden sektör oyuncuları, söz konusu çalışmalar sonucu bitmiş üründe yaşanacak katma değer artışıyla ihracat birim fiyatını kademeli olarak artırmayı planlıyor.

Türkiye’nin stratejik öneme sahip sektörlerinden kimya, pek çok sektöre ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak gerek üretim ve gerekse dış ticaretiyle yurt ekonomisine kayda değer oranda katkı sunuyor. Ortalama yıllık cirosu  12o milyar TL olan ve yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sağlayan kimya sektörü, Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sunacak sektörlerin başında geliyor. 2017 yılında gerçekleştirdiği 16,1 milyar dolarlık ihracatıyla ülkenin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olma konumunu koruyan kimya sanayii, ihracatın birim fiyatı bakımından ise henüz istenilen seviyede değil. Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği’nden (TKSD) alınan verilere göre, 2017 yılında Türkiye kimya sanayiinde kilogram başına ihracat; kimyasal ürünlerde 0,77; eczacılık ve ilaç ürünlerinde 19,40; plastik ve kauçuk ürünlerinde ise 3,09 şeklinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde toplam 1,30 dolar olan kilogram başına ihracatın orta vadede 1,80 dolara çıkarılması hedefleniyor.

Sektörde kilogram başına ihracat fiyatının oldukça düşük olduğuna dikkat çeken sektör temsilcilerine göre, güçlü ve yenilikçi bir yatırım ikliminin yakalanmasıyla 2030’a kadar kilogram başına ihracatta Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki fark kayda değer oranda kapanacak. İhraç birim fiyatın artması noktasında öncelikle üretilmeyenin üretilerek, rekabette avantajın elde edilmesi gerektiğine vurgu yapan sektör temsilcileri, bunun için üniversite-sanayi işbirliği ile nitelikli kimya mezunlarına ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ayrıca iki adet limanı olan kimya endüstri bölgesinin kurulması gerektiğini kaydeden sektör temsilcileri, ihracat birim fiyatının artırılması adına sektör olarak kamudan yeni sanayi yatırımlarının hızlandırılmasını, doğru lokasyonda kümelerin kurulmasını, Ar-Ge ve tüm teşvik desteklerinin artırılmasını beklediklerini söylüyor.

Ar-Ge’deki başarı, karlılığı etki eden proje sayısıyla ölçülmeli

Son dönemde Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını hızlandıran yerli üreticiler, söz konusu çalışmalarla yaratacakları yaratacakları yüksek katma ürünlerle hem küresel pazarda rekabet edebilme güçlerini hem de karlılıklarını artırmayı planlıyor. TSKD’den alınan verilere göre, Türkiye kimya sanayiinde Temmuz 2018 yılı itibariyle 110 firma Ar-Ge merkezi olma hakkı kazandı. Bugün itibariyle kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatında 64;eczacılık, tıbbi kimyasal ve bitkisel ürün imalatında 30;<kauçuk ve plastik ürün imalatında ise 16 firma, toplam 9 bin 734 çalışan ile Ar-Ge çalışmalarına devam ediyor. 2016 yılında, 2015’e göre yüzde 19,5 artış kaydeden Türkiye’nin Gayrisafi Yurt İçi Ar-Ge harcaması, yaklaşık 24,6 milyar liraya çıktı. Böylece Gayrisafi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının GSYH içindeki oranı yüzde 0,88’den yüzde 0,94’e yükseldi.

Ar-Ge harcamalarında yaşanan artış olumlu olmakla birlikte, küresel kimya ticaretinde söz sahibi ülkelerden Çin, ABD, Japonya ve Almanya ile karşılaştırıldığında düşük kalıyor. TKSD verilerine göre, Türkiye’nin Ar-Ge harcaması; Çin’den 64, ABD’den 29;Japonya’dan 22, Almanya’dan 13 ve Güney Kore’den 10 kat daha az. Ancak Türkiye’nin kauçuk ve plastik ürünleri imalatı alanındaki Ar-Ge harcaması ise Çin’in 73, ABD’nin 47,Japonya’nın 37, Almanya’nın 16 ve Güney Kore’nin 11 kat fazlasını oluşturuyor.

Sektör temsilcileri, Son dönemde Türkiye’nin gerek artan Ar-Ge harcamasını gerekse artan Ar-Ge merkez sayısının olumlu bulmakla birlikte Ar-Ge’deki başarının üretim, yenilikçi ve özel ürünler ile karlılığa etki eden başarılı projelerin sayısı ve gelişim süresiyle ölçülmesi gerektiğini söylüyor. Türkiye’deki Ar-Ge merkezlerinin, hatta inovasyon çalışmalarının karlılık, yeni ürün geliştirme ve rekabetçiliği kuvvetlendirmeye olan katkısının çok düşük olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, bunun için öncelikle üniversitelerde, hatta liselerde daha kaliteli bir eğitimin verilmesi gerektiğini belirtiyor. Sektör temsilcileri, aynı zamanda öğrencilerin mezun olmadan sanayi şirketlerinde uzun süreli çalışma yürütmelerine imkan sağlanması gerektiğinin altını çiziyor.

İhracat, 2017 yılında miktarda %10,9 değerde %15,2 arttı.

Pek çok sektöre sağladığı ara mal ve hammadde temininin yanı sıra üretim ve ihracatıyla da stratejik sektörler arasında yer alan kimya sanayii, Türkiye’nin hedeflerine ulaşması noktasında en fazla katkı sunabilecek sektörler arasında yer alıyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamüller Birliği’nden (İKMİB) alınan bilgilere göre, 2107 yılında Türkiye kimya sektörü ihracatı, 2016’ya göre miktarda yüzde 10,9 değerde yüzde 15,2 arttı. Söz konusu artış ile sektör; miktarda 18,3 milyon ton, değerde 16,1 milyar dolarlık ihracat yaptı. 2017 yılında sektörün ithalatı ise miktar olarak 93,4 milyon ton, değer bakımından 73 milyar dolar şeklinde gerçekleşti. Bu dönemde en çok ihracat yapılan ülkeler ise sırasıyla Almanya, ABD, Mısır, İspanya , Irak, İtalya, İngiltere, Hollanda, Yunanistan ve İran oldu.

Türkiye kimya sektörünün yıllar itibariyle ihracatı

Yıllar

Miktar(milyon ton)

Değer(milyar Dolar)

2013

14,1

17,5

2014

15,4

17,9

2015

17,2

15,4

2016

16,4

14,0

2017

18,2

16,1

2018*

9,0

8,4

*2018 yılı verileri Ocak –Haziran dönemine ait  (Kaynak: İKMİB)

Alt sektörler bakımından ihracat performansını sürdüren Türkiye kimya sanayii, özellikle eczacılık ve ilaç ile plastik ve kauçuk alanında güçlü konumda bulunuyor. Bugün itibariyle 10 milyon tonu aşan toplam üretimi, 40 milyar dolara yaklaşan cirosu, yaklaşık 5 milyar dolarlık doğrudan ihracatı ve son10 senede yıllık ortalama yüzde 10 büyümesi ile yurt ekonomisine olan katkısını her geçen yıl artıran Türkiye Plastik Sektörü, üretim kapasitesi bakımından Avrupa’da ikinci, dünyada ise altıncı sırada bulunuyor. Ancak sektör, kilogram başına yaklaşık 2,6 dolarlık ihracatıyla globalde 19’uncu sırada yer alıyor. Yaklaşık 150 ülkeye ihracat yapan Türkiye plastik sektörü, 2017 yılında 4,3 milyar dolarlık doğrudan ihracat gerçekleştirdi.

Bu yılsonu için 18 milyar dolarlık ihracat bekleniyor

Kimya sektörünün diğer önemli alt gruplarından kauçuk sektörü, 2017 yılında 2016’ya göre yüzde 5,6 artış ile 2,4 milyar dolarlık doğrudan ihracat gerçekleştirdi. Bu dönemde temel eczacılık ve ilaç ürünleri sektörü ise 389 milyon dolarlık ihracat yaptı. Başta Avrupa olmak üzere Afrika’dan Güney Amerika ve Uzakdoğu’ya kadar geniş coğrafyaya ihracat yapan Türkiye kimya sektörü, 2017 yılında ülke grubu bakımından, yüzde 36’lık pay ile en çok ihracatı Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdi. İKMİB’ten alınan verilere göre, 2017’de sektörün AB’ye ihracatı yüzde 12’lik artışla 5,8 milyar dolara çıktı. AB’yi 3,6 milyar dolar ve yüzde 13,8 artışla Yakın ve Orta Doğu Asya ülkeleri, 2,2 milyar dolar ve yüzde 18,2 artış ile Avrupa ülkeleri takip etti. Bu dönemde Kuzey Afrika ülkelerine yönelik ihracatta yüzde 4;1’lik düşüş yaşandı. 2017 yılındaki ihracatı ile Türkiye’nin en fazla ihracat yapan üçüncü sektör olma konumunu koruyan kimya sanayii, bu yılın haziran ayında gerçekleştirdiği yaklaşık 1,4 milyar dolarlık ihracatıyla ülkenin en çok ihracat yapan ikinci sektörü oldu. İKMİB verilerine göre, bu yılın ilk yarısında ihracatını 2017’nin aynı dönemine göre artıran Türkiye kimya sektörü, miktarda 9 milyon ton, değer bakımından 8,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Aynı dönemde sektörün ithalatı ise miktarda 39,2 milyon ton, değerde 34,2 milyar dolar oldu. Bu yılın ilk yarısında yaşanan ihracat artışını, katma değerin yanı sıra yeni pazarlara yönelik çalışmalara bağlayan sektör temsilcileri, yılın ilk yarısında yakalanan performansın devamı halinde sene sonunda 18 milyar dolarlık ihracatın gerçekleşeceğine dikkat çekiyor. TKSD’den alına verilere göre,2005 yılında 1,6 trilyon Avro büyüklüğe sahip olan global kimya pazarı, 2015 yılında 3,5 trilyon Avro’ya ulaştı. Çin yaklaşık 1,4 trilyon Avro ile küresel pazarın yüzde 40’ına hakim. Çin’i sırasıyla 519 milyar Avro ile ABD, 148 Avro ile Almanya, 136 milyar Avro ile Japonya ve 115 milyar Avro ile Güney Kore izliyor. Söz konusu ülkeler aynı zamanda en fazla kimya ihracatı yapan ülkeler arasında yer alıyor. Küresel kimya ihracatında ABD, 126 milyar Avro ile ilk sırada yer alırken, ABD’yi 100 milyar Avro ile Almanya, 97 milyar Avro ile Çin ve 52 milyar Avro ile Japonya takip ediyor. Türkiye Kimya Sektörü ise 3,5 trilyon Avro büyüklüğe sahip global kimya pazarından yaklaşık yüzde 1 pay alıyor. İhracat bakımından ise Türkiye’nin globaldeki sıralaması 14 ile 18 arasında değişiklik gösteriyor.

Ülke gruplarına göre Türkiye kimya ihracatı -2017

Ülke Grupları

Türkiye ihracatından aldıkları pay (%)

Avrupa Birliği

36

Yakın ve Ortadoğu Asya

23

Diğer Avrupa ülkeleri

12

Kuzey Afrika

8

Diğer Asya Ülkeleri

7

Diğer ülkeler

14

 

Çin’dekine benzer kimya kümelenmelerine ihtiyaç var

Petrolün tamamını ithal eden ve 35 yıl önce global kimya ve petrokimya sektöründe hiç söz sahibi olmayan Çin’deki hızlı gelişimi, Çin’in deniz kenarında kurduğu ve sayısı20’yi bulan mega ölçekli kimya kümelenmesine bağlayan sektör oyuncuları, Türkiye’nin de Çin’dekine benzer bir yapılanma içine girmesinin gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye’nin son derece stratejik bir lokasyonda yer almasına rağmen kimya sanayiinin gelişimi için şart olan limanlı endüstri kümelenmelerini zamanında kuramadığı için yerli ve yabancı yatırımcıyı kaybettiğini söyleyen sektör temsilcilerine göre, kurulan firmalar ise ölçeklerini büyütme fırsatı yakalayamadı. Bugün itibariyle Almanya’da 500’den hazla işçi çalıştıran firma oranının yüzde 68 olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, söz konusu oranın Türkiye’de yüzde 1 olduğunu belirtiyor. Sinerjinin olmaması nedeniyle karlılıkla ile büyümenin yetersiz kaldığını vurgulayan sektör temsilcileri, Türkiye’de yatırım ortamının süratle güçlendirilmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor. Başta petrokimya olmak üzere Türkiye kimya sektörünün bir an önce en iyi sistemle şekillendirilmesi gerektiği noktasında hemfikir olan sektör temsilcileri, rekabetçiliği artıracak en fazla 1 ile 2 adet kümelenmenin kurulmasını talep ediyor.

Ağustos 2018,İshak Sevgin, Dünya Kimya Eki