“İstanbul yolları bomboş” yap –işlet-devret

Yap işlet devret’ te Devlet alacağı vergilerden vazgeçer. “Vazgeçilen her vergi, hizmet geliri, devletin verdiği yolcu, araç garantisi, kredi garantisi bütçeye yük getirir”


 

Son yıllarda yap-işlet-devret modeli ile bazı altyapı yatırımları yapılıyor ve bu yeni keşif edilen sistemde Devletin kasasından hiç para çıkmadığı iddia ediliyor. Sistem basit olarak ekonomist bir yazar tarafından aşağıdaki makale de anlatılmaktadır.

Ticaretin, taşımacılığın, ulaşımın dibe vurduğu bu günlerde köprülerden, alt geçitlerden geçmeyen araçların bedelinin bizden tahsil edileceği aklımıza takıldığı, bu ilave ödemelerimiz nedeniyle kaybedeceklerimizi düşündüğümüz için bu yazıyı sizlerin de bilgisine sunuyoruz.

 

Yap-İşlet-Devret mi? Risksiz” Taşeronluk” mu?

Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı hizmete girdi. Gar, “Yap-İşlet-Devret” modeli ile inşa ettirildi. Devlet, inşa eden firmaya yolcu başı ücret garantisi verdi. Beklenen sayıda yolcu hizmetten yararlanamaz ise aradaki farkı devlet karşılayacak.

Garı yapanlar, devlet tarafından temin edilen arsa üzerinde Gar binası yanında, otel ve alışveriş merkezi de inşa etti. Otel ve alışveriş merkezinin kiralarını da Gar’ı inşa eden firma toplayacak.

Yap-İşlet-Devret modeli ile yeni projeler gerçekleştiriliyor. Bazıları hizmete açıldı, çoğunun yapımı sürüyor.

Genelde Yap-İşlet-Devret modeli projeler gündeme geldiğinde söylenen, "Devletin cebinden bir kuruş çıkmadan” önemli yatırımların gerçekleştirdiğidir.

Yap- İşlet-Devret modelinde “ gerçekten devletin cebinden bir kuruş çıkmaması söz konusu olsa”, girişimcilerin, belli süre sonra gerçekleştirdikleri yatırımları, kurdukları işletmeleri devlete devretmeyi kabul etmemeleri gerekir.

Neden normalde girişimciler gerçekleştirdikleri yatırımları, sahip oldukları işletmeleri devlete devretme zorunluluğu altında değil iken, Yap-İşlet-Devret’te belli süre sonra devir zorunluluğu var?

Çünkü devlet Yap-İşlet-Devret modelinde, işi alana “belli imtiyazları devrediyor.” Vergi-ücret-harç toplama hakkı veriyor. Bedava arsa veriyor, farklı imar hakkı tanıyor. Gelir garantisi veriyor. Kredilerine arka çıkıyor.”

Müteşebbis denilen kişi kâr’a da zarara da sahip kişidir. Yap-İşlet-Devret’de “zarar devletin” oluyor. Devlet kâr garantisi veriyor.

İşte bu tür uygulamada işi yükümlenen müteşebbis değil, taşeron oluyor. Bilindiği gibi bir işin bir bölümünü, esas işi yapacak olandan devralarak, o işi yapmaya başlayan kişi, kurum ya da firmaya taşeron adı verilir.

Aslında taşeronlukta da zarar ihtimali vardır. Yap-İşlet Devret modelinde zarar ihtimali yok edildi.

İşte bunun için Yap-İşlet-Devret projelere talip olanlar yarışıyor.

Konuya açıklık getirmekte yarar var. Yalın hali ile, Yap-İşlet-Devret modeli savunulabilir. Yanlış olan Yap-İşlet-Devret modeli projelere devlet yolcu sayısı, hasta sayısı, araç sayısı başına gelir garantisi vermektedir.

Bu gelir garantisi, iç ve dış finansmanı, ve karlılığı garanti etmektedir.

Son dönemlerde Yap-İşlet-Devret modeli proje ihaleleri arttı. Ne var ki bazılarında hasta başı, yolcu başı, araç başı gibi, yararlanacak birimlere bağlı olarak devlet tarafından verilen garantiler, kredi temininde verilen Hazine garantileri açıklanmıyor.

Unutmayalım, devletin yapacağı her hizmet karşılığı alacağı vergi, ücret bütçeye gelir olarak kayıt olunur. Devletin vazgeçtiği her vergi, hizmet geliri, devletin verdiği yolcu, araç garantisi, kredi garantisi bütçeye yük getirir.

Tevfik GÜNGÖR,31 Ekim 2016