KİMYA SEKTÖRÜ”KATMA DEĞERLİ ÜRETİMİ ARTIRMALI “

 Ülke ekonomisine katma değer sağlayan sektörlerin başında gelen kimya sanayii  kilogram  başına ihracat birim fiyatını artırmayı planlıyor.


 

Plastikten kozmetiğe, ilaçtan boyaya hemen hemen tüm sektör- lere girdi sağlayan Türkiye kimya sanayii, en fazla ihracat yapan üçüncü sektör konumunda bulunuyor. Aynı şekilde ülke ekonomisine katma de- ğer sağlayan sektörlerin başında yer alan Türkiye kimya sanayii, katma değerli üretim ile ihracat birim fiyatını ve global pazardan aldığı payı artırmayı hedefliyor.

Mayıs 2010'da yayımlanan TİM İhracatçı Raporu’nda; Türkiye kimya sanayiinin 2023 yılında ihracat gelirini yaklaşık 4.8 kat artı- rarak 50 milyar dolara yükseltmesi, global pazar payını da 1.8 kat artırarak yüzde 0.79'a çıkarması hedefleniyor. Bunun için de Türkiye'nin özellikle güçlü olduğu kimya sanayii alt gruplarında ihracatını artırması gerekiyor. Söz konusu 50 milyar dolarlık ihracata ulaşılması için Türkiye'nin 2023'te organik ve anorganik kimyasal ihracatını 5.9 milyar dolara, mineral yakıt ve yağ ihracatını 11.7 milyar dolar dolara, boya ve hammaddeleri ihracatını 2.5 milyar dolara; sabun, deterjan ve kozmetik ihracatını 3.3 milyar dolara, plastik kauçuk ve mamulleri ihracatını 23.3 milyar dolara, eczacılık ürünleri ihracatını da 3.3 milyar dolara çıkarması hedefleniyor.

 

Ar-Ge ve inovasyona daha çok önem verilmeli

Ancak Türk kimya sanayiinin 2016 yılında ulaştığı 14 milyar dolarlık toplam ihracat rakamıyla 2023 yılı hedefine ulaşmasının zor olduğunu ifade eden sektör temsilcilerine göre, Türkiye kimya sanayii söz konusu hedefleri gerçekleştirebilecek potansiyele sahip. Sektör temsilcileri, gerek 2023 yılı hedeflerine ulaşılması, gerekse global pazardaki rekabet gücünü daha ileriye taşıyabilmesi için öncelikle katma değerli ürün üretimine ağırlık verilmesi ve markalaşma yatırımlarının artırılması önerisinde bulunuyor. Yeterli olmamakla birlikte üreticilerin son yıllarda hız verdikleri Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile teknolojik yenilikleri olumlu bulan sektör temsilcileri, sektörde Ar-Ge merkezine sahip firma ve patent sayının çoğalması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca üniversite-sanayi iş- birliği ile ortak yenilikçi projelerin gerçekleştirilmesinin önemine vurgu yapan sektör temsilcileri, Ar-Ge ve inovasyon alanında verilen desteklerin artırılarak sürdürülmesi, araştırma sonuçlarının ticari ürün ve hizmete dönüşümünün teşvik edilmesi ve KOBİ’lerin yenilik sisteminde daha güçlü oyuncu olmalarının teşvik edilmesi gerek- tiğini söylüyor.

 

 

Yurt içi üretimi yeterli değil

Türkiye'nin en çok ihracat yapan üçüncü sektör konumunda bulunan kimya sa- nayii, yaptığı ithalat bakımından da dikkat çekiyor. Yurt içi üretimin yetersizliği üreticiyi ithalata sevk eden etkenlerin başında gelir- ken, üreticiler üretim amaçlı hammaddenin yüzde 70'ini ithal yolla karşılıyor. Aynı şekilde yapılan ara madde ithalatı, toplam hammadde ithalatın yüzde 73'ünü oluşturuyor. Toplam hammadde ithalatının büyük kısmını ise petrokimyasallar oluşturuyor. Türkiye'nin son beş yıldaki pertrokimyasal ürün ithalatı miktar bakımından plastik mamullerinde yüzde 47, polimerde yüz- de 35, elyaf hammaddesinde yüzde 18 ve diğer petrokimyasal ürünlerde yüzde 31 oranında arttı.

İKMİB verilerine göre, 2016 yılında yapılan 14 milyar dolarlık ihracatının yaklaşık yüzde 80'i bitmiş ürünlerden, yaklaşık yüzde 20'si ise yarı mamul ve hammadde ürünlerden oluştu. Aynı şekilde sektörün 2016'da yaptığı ithalatın da yaklaşık yüzde 70'i bitmiş ürünlerden, yüzde 30'u ise yarı mamul ve hammadde ürünlerinden oluştu. 2016 sonu itibarıyla kilogram başına ihracatı 0.85 dolar olan sektör, bunu orta vadede 2.5 ila 3 dolara çıkarmayı planlıyor. Ancak bunun için özellikle hammaddede dışa bağımlılığının azaltılması gerekiyor

Kilogram başına ihracat düşük

Kilogram başına ihracatın düşük olma- sın temel nedenin sektörün ihtiyacı olan hammaddenin yüzde 70'inin ithal edilmesi olduğunu söyleyen sektör temsilcilerine göre, bu ithalattan dolayı oluşan maliyet nedeniyle üreticiler global pazarda rekabet edebilmek adına fiyatta indirime giriyor, hatta bazen hiç kâr etmeden satış yapıyor. Bu yüzden hammaddenin kayda değer kısmının ve özellikle ara girdilerin Türkiye'de üretilmesi, küresel rekabette sektörün elini güçlendirecek ve firmaların kârlılığını artı- racak. Temsilciler, özellikle ara girdideki dışa bağımlılığı yerli madde ve doğal kaynakların ara madde şeklinde kullanma yoluyla azaltabileceğine, bunun için de yerli madenlerin mineral olarak kullanmak yerine, işleyip ihracatı teşvik edilmesini öneriyor. Öte yandan dışa olan bağımlılığı azaltma adına yatırım teşvikleri ve ortamının  iyileştirilmesini de talep eden sektör temsilcileri, ayrıca halen istenilen seviyede yer almayan Türkiye'deki Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini hızlandırmak için Ar-Ge yatırımlarının artmasının ve nitelikli personel açığının kapatılmasının önemine dikkat çekiyor.

   

 2014 yılından beri gerileme yaşanıyor

 Son yıllarda küresel piyasalardaki olumsuzlukların yanı sıra yaşanan ekonomik ve siyasi belirsizlikler, diğer sektörlerde olduğu gibi Türkiye kimya sanayiini de olumsuz yönde etkiledi. Küresel ticarette devam eden yavaşlama, yakın coğrafyada yaşanan gelişmelerin yanında Rusya ile yaşanan uçak krizi, kayıt zorunluluğu sebebiyle de Mısır ve İran'daki gelişmeler Türkiye'nin kimya ve mamulleri ihracatında yaşanan düşüşte etkili oldu. Söz konusu olumsuzluklara bağlı Türkiye'nin kimya ve mamulleri ihracatı 2014 yılı itibarıyla düzenli bir gerileme yaşadı.

 İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamul- leri İhracatçıları Birliği'nden (İKMİB) alınan verilere göre Türkiye'nin 2014 yılında 17.8 milyar dolar olan kimya ve mamulleri ih- racatı 2015 yılında yüzde 13.28 oranında gerileyerek, yaklaşık 15.5 milyar dolar oldu. Dış pazarda yaşanan siyasi ve ekonomik belirsizliklere bağlı ihracatı hem miktar hem de değer bakımından gerilemeye devam eden sektör, 2016 yılında 2015'e göre miktar bakımından yüzde 4.5, değer bakımından ise yüzde 9.5 oranında düşüş yaşadı. Böylece sektör, 2016 yılında yaklaşık 16.5 milyon tona karşılık 14 milyar dolarlık ihracat yaptı.

Yıllar

Türkiye’nin genel

ihracatı(milyar $)

Kimya Sanayii

ihracatı(milyar $)

Sektörün ülke ihracatı

içindeki payı

2012

152,5

17,6

11,58

2013

151,9

15,5

11,53

2014

157,6

17,8

11,35

2015

143,6

15,5

10,8

2016

142,1

14,0

9,8

*Kaynak :İKMB

Ülke gruplarına göre

kimya ihracatı              (2016)

Ülke Grupları

İhracattan aldıkları pay (%)

Avrupa Birliği

%37

Yakın ve Orta Asya

%23

Diğer Avrupa Ülkeleri

%13

Kuzey Afrika

%10

Diğer Asya Ülkeleri

%7

Diğer Ülkeler

%10

Uzakdoğu ve Güney Amerika’ya ihracat arttı

Türkiye kimya sanayii 2016 yılında yap-tığı 14 milyar dolarlık ihracat ile ülkenin en çok ihracat yapan sektörü olma konu- munu korudu. Söz konusu dönemde ya- pılan ihracatta özellikle Avrupa Birliği ile ABD'den alınan yoğun talepler etkili oldu. Aynı şekilde sektör daha önce düşüş yaşa- dığı Uzakdoğu, Güney Amerika ve Sahra Altı Afrika ülkelerine yönelik ihracatını da tekrardan artırdı. Sektörün 2016 yılı ihracatı ülkeler bazında ele alındığında Almanya 802 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Al- manya'yı 796 milyon dolarla Mısır ve 792 milyon dolarla da Irak izledi. Bunların yanı sıra 2016 yılında sektörün ihracatında önde çıkan diğer ülkeler ise İran, İtalya ve İngil- tere oldu. Ülke grupları bazında ise Avrupa Birliği en çok ihracat yapılan ülke grubu oldu. 2016 yılında AB'ye yapılan ihracat yüzde 4.7 oranında düşmesine rağmen 5.1 milyar dolarlık ihracatla ilk sırada yer aldı. Bu dönemde diğer Avrupa ülkelerine 1.8 milyar dolarlık, Kuzey Afrika ülkelerine 1.4 milyar dolarlık, diğer Asya ülkelerine de 997 milyon dolarlık ihracat yapıldı.

 

 

Sektörün yıl sonu ihracat hedefi 15.5 milyar dolar

Gerek yeni pazarla yönelme, gerekse katma değere yönelik yapılan çalışmalarla sektör, bu yılın ilk yarısını ihracat artışıyla geride bıraktı. İKMİB verilerine göre, bu yılın Ocak-Mayıs döneminde 2016'ya göre ihra- catı değer bakımından yüzde 17.20 oranında artan sektör, yaklaşık 6.7 milyar dolarlık ihracat yaptı. 2016 yılındaki kayıplara rağ- men bu yılı ihracat artışıyla tamamlamayı planlayan sektörün, yılın tamamında yüzde 10'luk artışla 15.5 milyar dolarlık ihracat yapması öngörülüyor. Bu yılın ilk yarısında en çok ihracat yapılan ilk 10 ülke  ise sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, Mısır, ABD, İtalya, İran, İspanya, Singapur ve Yunanistan'dan oluştu.

2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde yapılan ihracat, alt gruplar bakımından incelendiğinde ise plastik ve mamulleri ihracatı ilk sırada yer aldı. 2016'ya göre ihracatı yüzde 2.89 oranında artan plastik ve mamulleri, yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat yaptı. Söz konusu ürün grubunu, mineral yakıtlar, mineral yağ ve ürünler ise elde ettiği yüzde 72.34'lük artışla ikinci sırada yer aldı ve ihracatını 1.8 milyar dolara çıkardı. Kauçuk ve kauçuktan eşya ürünleri ihracatı yaklaşık 503 milyon dolarla üçüncü, inorganik kimyasallar 463 milyon dolarla dördüncü ve eczacılık ürünleri de yaklaşık 319 milyon dolar ihracat ile beşinci ürün grubu oldu. Bu dönemde ihracatını en çok artıran ürün grubu gliserin, bitkisel mamuller, degra, yağlı ürünler oldu. Bu ürün grubu 2017'nin Ocak-Mayıs döneminde ihra- catını yüzde  99.68 oranında artırarak yaklaşık 249 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Aynı şekilde işlenmiş amyant ve karışımlar mamulleri ise yüzde 33.69 ile düşüşle ihracatı en çok gerileyen ürün grubu oldu.

2016 yılında özellikle dış piyasalarda yaşanan olumsuzluklara bağlı ihracatta yaşanan gerilemeye rağmen sektör, genel büyümesini sürdürdü. 2016 yılını yaklaşık yüzde 4'lük genel büyümeyle geride bı- rakan Türkiye kimya sanayiinin bu yılı da benzer bir büyüme oranıyla tamamlaması bekleniyor.

Firmaların %83'ü mikro ölçekli

Büyük kısmı KOBİ'ler tarafından üretilmek üzere Türkiye'de yaklaşık 2 bin 600 kimyasal madde ve müstahraz imal ediliyor. Üretim ve ihracat bakımından ülke ekonomisini katma değer sağlayan sektörde faaliyet gösteren firmaların yüzde 83'ü mikro ölçekli, yüzde 14'ü küçük ve yüzde 2.5'i orta ölçekli KOBİ'lerden, yüzde 0.5'i ise büyük ölçekli şirketlerden oluşuyor. TÜİK verilerine göre, kimya sektöründe faaliyet gösteren girişimcilerin yüzde 38.6'sı İstanbul, yüzde 6.6'sı İzmir, yüzde 6.5'i Ankara, yüzde 5.4'ü Bursa'da yer alıyor. Sermaye yoğun bir ya- pıda olan kimya sektöründe, 2014 yılı veri- lerine göre toplam 309 bin 319 kişi istihdam ediliyor. Türkiye kimya sanayiinin üretimine dair güncel ve net verilere ulaşmak oldukça zor. Ancak TÜİK'in 2014 yılı verilerine göre, Türkiye kimya sanayii genel toplam içinden yüzde 4.9, imalat içindeki payı ise yüzde 11.4 seviyesine bulunuyor. 2014'te Türki- ye'nin toplam sanayi imalatı yaklaşık 957.2 milyar TL olurken, kimya sanayiinin üretim değeri ise yaklaşık 108.6 milyar lira şeklinde gerçekleşti.

 

Hazırlayan,İhsanSevgin