KİMYA SANAYi

Üretici, hammadde dışa bağımlılığı azaltacak yüksek hacimli tesislerin kurulmasını istiyor.


Sağladığı girdilerle hayatın her alanında yer alan kimya sanayii, gerçekleştirdiği üretim ve ihracatla da yurt ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında bulunuyor. 2018 yılında 2017’ye göre yüzde 7,18’lik artışla miktarda 19,57 milyon ton, değer bakımından ise 17,44 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye Kimya Sektörü, hem dış ticaretteki etkinliğini hem de yurt ekonomisine sunduğu katkıyı artırmak istiyor. Türkiye’nin toplam  ihracatında yüzde 10;4 pay alan sektör, bu yıl sonuna kadar yüzde 15 artışla ihracatını 20 milyar dolara, kilogram başına ihracat birim fiyatını ise orta vadede 1 doların üzerine çıkarmayı hedefliyor.

Söz konu hedefler doğrultusunda son yıllarda Ar-Ge ve inovasyona yönelik çalışmalarına hız veren sektör, hammadde ihtiyacını karşılayacak yüksek hacimli tesis yatırımlarının da bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. Bugün itibariyle sektörün hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olduğunu belirten sektör temsilcileri, hayata geçirilecek yüksek hacimli tesis yatırımlarıyla sektörün hammadde dışa bağımlılığının azalacağı, böylece hem sektörün global pazardaki konumunun güçleneceği hem de artacağı görüşünde birleşiyor.

Türkiye’nin önde gelen sektörleri arasında yer alan kimya sanayii, diğer sektörlere sağladığı girdiler ve yurt ekonomisine sunduğu katkı nedeniyle stratejik öneme sahip. İlaç, plastik ve kauçuk dahil Türkiye’de 2017 yılı itibariyle 73 milyar dolarlık bir Pazar büyüklüğüne sahip olan sektör, GSYH’nın yaklaşık yüzde 9’unu oluşturuyor. Son yedi yılda yaklaşık yüzde 6,6 oranında büyüme kaydeden sektör, Türkiye’nin hedeflerine katkı sunacak sektörlerin ise başında geliyor. Türkiye Kimya Sanayi’nin kayda değer bir gelişme potansiyelinin bulunduğuna dikkat çeken sektör oyuncuları, gerek hammaddede dışa bağımlılık, gerekse sektördeki ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının beklenen seviyede olmaması gibi nedenlerle söz konusu potansiyelin istenildiği kadar değerlendirilemediğini ifade ediyor. Sektörün gerek hammaddede dışa bağımlılığının yüzde 70’i bulması, gerekse Ar-Ge harcamalarının küresel kimya ticaretinde söz sahibi Çin, Japonya ve Almanya gibi ülkelere kıyasla geride olması söz konusu görüşü destekler nitelikte.

 Türkiye’de kimya sanayiinin ithalata bağımlı bir sektör olduğunu söyleyen sektör oyuncuları, kimya sektörü denince akla rafine edilmiş petrol ürünleri ile kimyasal ürünlerin imalatı geldiğini belirtiyor. Türkiye’de kimyasal üretiminde kullanılan doğal kaynakların azlığı sektörün gelişimi önündeki önemli zorluklardan birini oluştursa da yüksek katma değerli ürünlerin üretimiyle bu açığın kapatılabileceğini kaydeden sektör oyuncuları, kimya sektörüne özel stratejik kümelenme, yapılacak büyük hacimli yatırımlar için finansman desteği ve hızlı karar alma mekanizmalarının oluşturulmasının Türkiye kimya sektöründe beklenen atılımın gerçekleşmesi ni kolaylaştıracağı görüşünde birleşiyor. Kimya sektöründe güçlü olmanın yeterli rafineri kapasitesiyle olabileceğini söyleyen sektör oyuncuları, büyümenin ise kümelenme modeliyle mümkün olabileceğini, kümelenme modeliyle birlikte yabancı yatırımcıların çekilebileceği, sektörün ara malda ithalat bağımlılığının azaltılabileceği, katma değerli ürün üretiminin artırılabileceği bir modele odaklanılmasının kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Son dönemde, Türkiye’de kimya sanayiine hammadde tedariki sağlayacak büyük çaplı yatırımlarda da önemli gelişmeler yaşanıyor. Üretim ve ihracat faaliyetine başlayan Star Rafineri gibi Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nde 450 bin ton polipropilen üretecek tesisin inşaatına başlanmasının sektör için çok önemli bir gelişme olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, bu ve benzeri yüksek hacimli tesislerin inşası ve faaliyete geçmesiyle alt sektörlerde ithalata bağımlılığı azaltacağı ve sektörün ihracatına olumlu yansıyacağını vurguluyor.

Sektördeki Ar-Ge çalışmaları yeterli değil

İstanbul Kimyevi maddeler ve mamulleri İhracatçıları Birliği’nden (İKMİB) alınan verilere göre, Türkiye Kimya Sanayii, hammadde açısından yüzde 70 oranında ithalata dayalı bir sektör. Üretimde kullanılan hammaddelerin yüzde 70’i yurtdışından, yüzde 30’u ise yerli üretimle karşılanıyor. Bunun yanı sıra kimya sanayinin önemli alt kollarından plastik ve kauçuk sektörü ise hammadde bakımından yüzde 90’ın üzerinde ithalata bağımlı durumda. Deterjan, temizlik ürünleri ve sabun sektörleri de hammadde bakımından dışa bağımlı sektörler arasında bulunuyor. Sektör tarafından üretilen ürünlerin yaklaşık yüzde25’i doğrudan tüketiciye ulaşırken yaklaşık yüzde 75’i ise diğer sektörlerde ara mal veya hammadde olarak kullanılıyor. Sektördeki yerli üretimin yaklaşık yüzde 35’i ise ithal ara mamullerden karşılanıyor. Hammaddede dışa bağımlılığın yanı sıra sektördeki Ar-Ge ve inovasyona yönelik harcamalarda henüz istenilen seviyede değil. Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği’nden (TKSB) alınan verilere göre, kimya sektöründe Temmuz 2019 ayı itibariyle Ar-Ge merkezi olma hakkını kazanmış 123 firma bulunuyor. Kimyasalların ve kimyasal ürünler imalatında 71, eczacılık ve tıbbi kimyasal ve bitkilerin ürünlerin imalatında 32, kauçuk ve plastik ürünlerin imalatında 20 firma, yaklaşık 10 bin çalışanı ile Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor.

Öte yandan gerek kimyasal ürünler gerekse plastik ve kauçuk sektöründe en fazla Ar-Ge harcaması yapan Çin, ABD, Japonya ve Almanya gibi ülkeler küresel kimya ticaretinde de üst sıralarda yer alıyor. TKSD’ nin verilerine göre Türkiye kimyasal ürünler sektörü Çin’den 64, ABD’den 29, Japonya’dan 22, Almanya’dan 13 ve Güney Kore’den 10 kat daha az Ar-Ge harcaması yapıyor. Türkiye’nin kauçuk ve plastik imalat sektöründeki Ar-Ge harcaması ise Çin’in 73, ABD’nin 47, Japonya’nın 37, Almanya’nın 16 ve Güney Kore’nin 11 kat fazla. Türkiye’de Ar-Ge merkezlerinin hatta inovasyon çalışmalarının karlılığa, yeni ürün geliştirmeye ve rekabetçiliği kuvvetlendirmeye olan katkısının düşük olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, Ar-Ge merkezlerinin gösterdiği başarının üretime, yenilikçi ve özel ürünlere, karlılığa etki eden başarılı projelerin sayısı ve gelişim süresiyle ölçülmesi gerektiğini söylüyor.

 

Bu yıl Yüzde 15 artışla 20 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor

Gerçekleştirdiği üretim ve ihracatla yurt ekonomisine katkı sunan sektörler arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye kimya sanayii, 2018’de 17,44 milyar dolar olan ihracatını bu yıl 20 milyar dolara çıkarmayı planlıyor.

İKMİB verilerine göre, Türkiye kimya sektörü 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7,18’lik artışla miktar bakımından 19,57 milyon ton değer bakımından ise 17,44 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2018 yılında kimyada en yüksek ihracatın gerçekleştiği ay ise 1,59 milyar dolar ile Ekim ayı oldu. Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörünün 2018 yılı ürün grubu değerlendirmesine ise plastik ve mamulleri ürün grubu yüzde 10,65 artış ve 5,89 milyar dolarlık ihracat ile ilk sırada yer alarak, sektörün toplam ihracatından yüzde 33i74’lük pay aldı. Bu ürün grubunu yüzde 7,11’lik azalma, 3,29 milyar dolarlık ihracat ve yüzde 18,88 payla mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler grubu, yüzde 39,28 artış, 1,81 milyar dolar ihracat ve yüzde 10,37 payla anorganik kimyasallar ürün grubu izledi. Öte yandan 2018 yılında sektör ihracatının ithalatı karşılama oranında da kayda değer gelişme yaşandı. İKMİB’in Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 27 ile 40 arası ikili GTİB kodlu ürünlerin dış ticaret istatistiklerini dikkate alarak verdiği ihracatın ithalatı karşılama oranlarına göre, Türkiye kimya sektörünün 2018 yılı toplam ithalatı 2017’ye göre yüzde 9,63 artarak 72,5 milyar dolar olarak gerçekleşti ve 2018 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 25,86 olarak gerçekleşti.

            Türkiye kimya sektörünün yıllar itibariyle ihracatı

      Yıllar

      Miktar    (milyon ton)

      Değer     (milyar $)

2015

17,2

15,4

2016

16,4

14,0

2017

18,2

16,1

2018

19,5

17,4

*2019

15,0

1,7

*2019 yılı verileri Ocak-Temmuz dönemine ait ;Kaynak:İKMİB

Sektör ihracatının ithalatı

karşılama  oranı (%)

Sektörün Türkiye’nin toplam

İhracatında aldığı pay(%)

                25

                     10

2018 yılının tamamında olduğu gibi Türkiye kimya sektörü, bu yılın yedi ayında da ihracatını arttırdı. İKMİB’nin verilerine göre, bu yılın ilk yedi ayında Türkiye kimya sektörü 2018’in aynı dönemine göre ihracatını miktarda yüzde 42,28, değerde ise yüzde 18,86 arttırdı. Böylece sektör, bu yılın ilk yedi ayında miktar bakımından 15 milyon ton, değer bakımından ise 11,77 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu yılın ilk yarısında sergilediği ihracat performansını sene sonuna kadar sürdürmeyi planlayan sektör, sene sonunda yüzde 15 artışla 20 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor. Alt sektörler bakımından bu yılın ilk yedi ayında en çok ihracat gerçekleştiren ürün grubu, 2018’in genelinde olduğu gibi yine plastik ve mamulleri ürün grubu oldu. Söz konusu dönemde 3,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren plastikler ve mamulleri ürün grubunu ise sırasıyla mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünleri, anorganik kimyasallar, kauçuk ve kauçuk eşya, uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ürünleri, eczacılık ürün grupları izledi.

 

 

Sektörün 2018 yılında gerçekleştirdiği  ihracat tutarı (milyar $)

17

Sektörün 2018 yılında gerçekleştirdiği  ithalat tutar (milyar $)

72

Sektörün 2019 yıl sonu için İhracat hedefi (milyar $)

20

 

AB’nin Türkiye’nin toplam kimya ihracatındaki payı yüzde 43 oldu

Türkiye kimya sanayinin 2018 yılında en çok ihracat gerçekleştirdiği ülke ve bölgeler arasında ise Avrupa birliği ilk sırada yer alıyor. İKMİB’ten alınan verilere göre, Türkiye kimya sektörünün 2018 yılında en çok ihracat gerçekleştirdiği ülke grupları arasında Avrupa Birliği, 6,70 milyar dolar ihracat ve yüzde 16,08 artışla ilk sırada yer aldı. Bu yılın yedi aylık döneminde ise en çok kimya ihracatı gerçekleştirilen Avrupa Birliği’ne yaklaşık 5 milyar doların üzerinde kimya ihracatı gerçekleştirildi. Böylece AB’nin Türkiye’nin toplam kimya ihracatı içinde aldığı pay yüzde 43,2 oldu. 2018 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ülke grupları arasında ise Yakın ve Ortadoğu Asya ülkeleri ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’nin 2018 yılında Yakın ve Ortadoğu Asya ülkelerine yaptığı ihracat yüzde 13,73 düşüşle 3,13 milyar dolara geriledi. Avrupa Birliği ülkelerini ise diğer Avrupa ülkeleri 2,28 milyar dolar ihracat ve yüzde 5,79 artışla üçüncü, Kuzey Afrika ülkeleri 1,72 milyar dolar ihracat ve yüzde 24,70 artışla dördüncü ve diğer Asya ülkeleri 1,38 milyar dolar ihracat ve yüzde 11,63 artışla beşinci sırada takip etti. Ülke olarak Türkiye 2018 yılında en çok ihracatı Mısır’a yaptı. Mısır,949,7 milyon dolar ihracat ile Türkiye’nin 2018 yılı kimya ihracatında ilk sırada yer alırken, Almanya 937,7 milyon dolar ihracatla ikinci, Irak 867 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Irak’ı ABD, İspanya ve İtalya takip etti. Bu yılın ilk yedi ayında ise Türkiye, çok ihracatı sırasıyla İspanya, Hollanda, Almanya, Irak, Malta, Mısır, İtalya, ABD, Yunanistan ve İngiltere’ye gerçekleştirdi. Hedef pazarlar olarak kendine Rusya, Çin, Meksika, Hindistan gibi ülkeleri belirleyen sektör,  bu yılın sonunda yüzde 15 artışla 20 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Global kimya sektörünün 2050’ye kadar üç kat büyümesi öngörülüyor

TKSD’den alınan verilere göre, 2007 yılında 1,9 trilyon Avro’luk pazara sahip olan global kimya sektörü 2017’de 3,5 trilyon Avro’luk büyüklüğe ulaştı. Türk kimya sektörü ise bu ekonomik değerin yaklaşık yüzde 1’ini oluşturuyor. Türkiye’de ilaç dahil kimyasalların üretimden satışı 2017’de 25,5 milyar dolar ve globalden aldığı binde 5 pay ile Avrupa’da 10’uncu, globalde ise 26’ncı sırada bulunuyor. Plastik sektöründe ise Türkiye Avrupa’da ikinci, globalde ise altıncı sırada yer alıyor. 10 yıllık bu süreçte yüzde 84 oranında gerçekleşen büyüme trendi ile global kimya sektörü pazarının 2050 yılına kadar üç katına çıkacağı öngörülüyor. Global pazarda ise Çin, 2017 yılında 1,2 trilyon Avro gelir ile küresel kimya ticaretinin yüzde 40 payına sahip olarak lider konumda buluyor. Bugün itibariyle Çin, tek başına Kuzey Amerika ve Avrupa’nın toplam kimya üretimi kadar üretim gerçekleştiriyor. Çin’i 466 milyar Avro gelir ile ABD, 155 Avro gelir ile Almanya, 154 Avro gelir ile Japonya, 122 milyar Avro gelir ile Güney Kore takip ediyor. Globalde en çok kimya ihracatı gerçekleştiren ülkeler arasında ABD 115 milyar Avro ile ilk sırada yer alıyor. ABD’yi 107 milyar Avro ile Almanya, 94 milyar Avro ile Çin, 66 milyar Avro ile Hollanda ve 65 milyar Avro ile Belçika izliyor.

Küresel kimya ticaretinde söz sahibi ülkeler ( milyar Avro)

En fazla gelir elde edenler

En çok ihracat yapanlar

Çin

1.283

ABD

115

ABD

466

Almanya

107

Almanya

155

Çin

94

Japonya

154

Hollanda

66

Güney Kore

122

Belçika

65

*Kaynak :TKSD

*Kimya sektör eki, dünya, 29 Ağustos 2019, İshak sevgin