İzlanda’nın “eşit ücret modeli” küresel standart olmalı

İzlanda, 1 Ocak 2018 itibariyle işverenlerin erkek çalışanlarına kadın çalışanlarından daha fazla maaş ödemesini yasakladı ve ücret eşitsizliğini ortadan kaldırdı.


 

İzlanda, kadın olmak için iyi bir ülke. 10 senedir cinsiyet eşitliğinin en yüksek olduğu İzlanda’da parlamento üyelerinin ve ülke genelindeki şirket yöneticilerinin yarısı kadın. Çocuk bakım hizmetleri ve doğum sonrası sağlanan imkanlar sayesinde ülkedeki her beş kadından dördü çalışıyor.

İzlanda, 1 Ocak 2018 itibariyle de işverenlerin erkek çalışanlarına kadın çalışanlarından daha fazla maaş ödemesini yasakladı ve ücret eşitsizliğini ortadan kaldırdı.

Bu tarihten itibaren dört yıl boyunca, 25 kişinin üzerinde çalışanı olan her bir kamu kuruluşu veya özel kuruluş, kadın ve erkeklere eşit ücret ödediklerine ilişkin bir sertifika almak zorundalar. Almadıkları takdirde cezalandırılacaklar. Bu uygulama dünyada bir ilk.

İzlanda Sosyal Refah Bakanlığı Eşitlik Birimi Başkanı Rósa Guðrún Erlingsdóttir’in dediği gibi, eşitlik kendiliğinden gelmiyor. Bunun için yasalar gerekiyor, çünkü insanlar yasalar konduğunda, değişimi kabul ediyorlar. Herkesin aynı fikirde olmasını beklediğimizde ise değişim asla gelmiyor.

İzlanda da bu değişimi bir günde gerçekleştirmedi. Ücret eşitliği standardı ilk olarak 2012 yılında gündeme getirildi. Bu öneri, ülkenin ticaret birlikleri ve işverenleri tarafından olumlu karşılandı. Sürecin tasarlanmasında herkes elini taşın altına koydu. Eşit ücret uygulamasının olumlu yönleri ortaya kondu: Eşit ücret uygulamasına geçen şirketlerin prestiji artacaktı; şirketler tüketicilerin gözünde değer kazanacaktı; çalışanlar mutlu olacaktı; mutlu çalışanlar verimliliği artıracaktı.

Eşit ücret uygulaması ilk başta gönüllülük esasına dayandırıldı ve zorlu bir süreç başladı: Her bir farklı işin değerinin belirlenmesi, pozisyonların sınıflandırılması, ücret yapılarının analiz edilmesi, veri toplanması gibi birçok çalışma gerçekleştirildi. Bu süreç İK departmanları olan büyük şirketler için sorun yaratmasa da, daha küçük şirketler için oldukça zorlayıcıydı.

Bugün gelinen noktada, gönüllük esası devre dışı kalmış durumda. İzlanda’da işverenlerin erkek çalışanlarına kadın çalışanlarından daha fazla maaş ödemesi artık yasak.

250 ve üzerinde çalışanı olan büyük firmalar, bakanlıklar, devlet hastaneleri 2018 sonuna kadar kadın ve erkeklere eşit ücret ödediklerine ilişkin bir sertifika almak zorundalar.

25-90 arası çalışanı olan kurumların sertifika almak için 2021’e kadar vakitleri var. Yasaya uymayanlar ise günlük 350 pound ceza ödeyecekler. Bu cezanın kamu sektöründe daha da fazla olması bekleniyor.

Sırada Portekiz mi var?

Eşitlik savunucularına göre, bu uygulama, bugüne kadar hayata geçirilmiş en iyi uygulama ve işverenlerin farklı düşünmesini sağlayacak nitelikte.

İzlanda iş dünyası temsilcileri yeni yasaya ya da uygulanacak ceza oranına yönelik herhangi bir eleştiride bulunmadılar. Zaten cinsiyet eşitliğini savunan bir yasanın nasıl eleştirilebileceği de tartışılır…

Bu arada İzlanda modelinin diğer ülkelere model oluşturması da gündemde. Örneğin Portekiz benzer bir uygulamayı hayata geçirmenin yollarını araştırıyor. Belki de, bir gün İzlanda’nın eşit ücret standardı, tüm dünya için standart olur. Sonuçta model ortada, atılacak adımlar belli. Yeter ki çaba gösterilsin…

Tesco’da da “eşit ücret talebi”

Geçtiğimiz günlerde, eşit ücret talebi ile ilgili bir gelişme de İngiltere'nin önde gelen perakende zincirlerinden Tesco kapsamında gündeme geldi.

Binlerce kadın mağaza çalışanı, kendilerine erkeklerle eşit ücret ödenmesi yönünde dava açtılar. Davayı kadınların kazanması durumunda, Tesco 4 milyar sterlin ödemek zorunda kalacak. Davanın avukatlarından Paula Lee’nin verdiği bilgiye göre, Tesco’da erkek çalışanlar saatlik ortalama 11 sterlin, kadınlar ise 8 sterlin kazanıyor.

Tesco, dava sonrasında bir açıklama yaptı ve tüm çalışanlarına eşit ve adil bir ödemenin yapılması konusunda çalıştığını ifade etti. Tesco’nun 310 bin çalışanı ile İngiltere’nin en büyük perakende zinciri olduğunu düşündüğümüzde, davanın sonucunun tüm sanayiyi etkileyeceğini söylemek yanlış olmaz.

22 Şubat 2018,İdem Eryar Ünlü