Kimya Mühendislik kontenjanları; Yaz boz

Yüksek öğrenimde kontenjanların boş kalmasından sorumlu YÖK'tür, iktidarlardır.


Üniversitelerin kontenjanlarının meslek alanlarına göre dağılımına bakıldığında bazı meslek gruplarında olağan üstü oranda kontenjan artışı görülürken, özellikle üretimde istihdam edilecek meslek gruplarında önemli azalmaların olduğu görülüyor.

Yükseköğretimin planlanmasından sorumlu ve görevli bir Kuruluşumuz(YÖK) olmasına karşın, her nasılsa yıllardır bazı meslek gruplarında istihdam fazlası oluşurken, bazı alanlarda da yeterli sayıda, bazen istenen nitelikte eleman bulunamamaktadır.

Kontenjanlar hizmet sektörüne

Yükseköğretimde kontenjan dağılımı konusunda yapılan bir çalışmaya göre (İsmet Özkul, 01.08.2014;dünya), “2014 yılı kontenjanların yüzde 15,2’si sanayide çalışabilecek eleman yetiştirirken hizmetlerin payı yüzde 68,2’yi buldu”.‘ 2014 yılında kontenjanlar belirlenirken sanayide çalışılacak eleman yetiştiren bölümlerde kontenjan yüzde 6,1 azalmış. Hizmetler sektöründe ise kontenjanlar %20,64 artmış.

Mühendislik alanlarında bu azalışın belki de en vurucu verisi meslek alanımızda gerçekleşti. 2014 yılında kimya mühendisliği kontenjanlarında azalma oranı önceki yıla göre yüzde 22 oldu.  Geçen yıl 2.258 iken bu yılki kontenjan 1.756 olarak ilan edildi. (http://www.kimyamuhendisleriplatformu.org/DR/opinion/kimya-m% ).

 Meslek eğitimi almış yardımcı eleman ve operatörler yetiştiren iki yıllık meslek yüksekokullarında sanayi ile hizmetler arasındaki fark daha da artmış durumda. Ön lisansta sanayinin payı yüzde 16.54 iken hizmetlerin payı yüzde 70’e dayanıyor. 

Ön lisans bölümlerinin toplam kontenjanındaki yüzde 25,45’lik artışın tamamı hizmetlerde gerçekleşti. Üstelik diğer sektörlerin kontenjanındaki düşüşler de hizmetlere kaydırılmış durumda.

Tüm sektörlerin ön lisans kontenjanları gerilerken sadece hizmetlerin kontenjanında yüzde 54.27 gibi çok yüksek bir artış olması üretim yerine hizmet sektörünün tercih edildiğinin göstergesi.

Hizmet sektörleri içinde özellikle sağlık büyük bir payla öne çıkıyor. Sağlık sektörüne yardımcı eleman yetiştiren ön lisans bölümlerinin kontenjanı sanayinin tüm dalları için meslek eğitimi almış teknik eleman yetiştiren meslek yüksekokullarının toplam kontenjanından daha fazla. Sanayi için teknik eleman yetiştiren meslek yüksekokullarının toplam kontenjanı 82 bin 848 iken, sağlık için yardımcı eleman yetiştiren ön lisans kontenjanları 92 bin 811’i buluyor.

YÖK nerede duruyor?

Bu yıla ait kontenjanlar üzerinden yapılacak değerlendirmeler, birçok araştırmacının ve değerlendirme yapan kişilerin görüşlerini doğruluyor.

1-Yükseköğrenimin planlamasından sorumlu olan kuruluş olan YÖK’ün bu özelliğinin olmadığı veya kalmadığı ayan beyan ortadadır. Yukarıda verilen ve bir yıl içerisinde artan ve eksilen bölümlerin kontenjan yüzdelerindeki yüksek oranlı değişimler planlamanın varlığını değil yokluğunun kanıtı.

Örneğin Fırat üniversitesi kimya mühendisliği kontenjanının 41 olmasına karşın 6 kişi bu bölüme yerleştirildiğine göre bu sonuç bir planlama çalışmasının yapıldığını gösterebilir mi?

2- Yıllardır TMMOB ve meslek odamız mühendislik alanlarında öğrenci kontenjanlarının yüksekliğinden şikayet etmektedir. Mezun olan mühendislerin işsiz kalması, çoğunun meslek dışı işlerde çalışması ve bir bölümünün, özellikle kadın mühendislerin iş yaşamından, sanayi üretiminden çekilmesi şikayetin haklı gerekçeleridir. Bu şikayet 1980 yılından beri yapılmakta ve her yerde ifade edilmekte olmasına karşın YÖK aklın söylediklerine kulak tıkamış ve bilimsel verilere ise gözlerini kapamıştır. Hatta tam aksine hemen hemen her ile mühendislik bölümleri açmıştır. Böylece adeta halkın hayalleri istismar edilmiş,  üniversiteye giren gençler aldatılmıştır. Kurulduğu günden bugüne YÖK egemen siyasetin maşası olmuştur. Ancak artık mızrak çuvala girmemekte aileler ve gençler en az dört yıl ağır bir eğitim programına dahil olduktan sonra gelecekte kendisine yararı olmayacak mühendislik bölümlerini tercih etmemeye başlamıştır.  YÖK’e sormak gerekir bu sonucu görmek için 30 yıl beklemek mi gerekirdi?

4- Mühendislik bölümlerine olan ilginin azalması geçte olsa bir değerlendirme fırsatı yaratmaktadır. Bu değerlendirmeyi siyasal iktidardan veya YÖK’ten beklemek ise beyhudedir. Yapılacak değerlendirmelerin sonuçlarına göre oluşacak taleplerin takipçisi esas olarak yine bizler, mühendisler olmak zorundadır. Özellikle kısa ve orta vadeli talepler belirlenmelidir. Bu talepler içerisinde bazı illerde açılmış mühendislik bölümlerinin kapatılması veya bazıların birleştirilmesi de yer alabilir. Böylelikle kimya mühendisliği mesleğinde var olan fazla eleman sayısının giderek artması kısmen engellenmiş olur.

5- Yükseköğrenim kontenjanlarının ülkenin kalkınma planları ile uyumlu olacak şekilde önceden açıklanması, planların kamuoyu ile paylaşılması YÖK’ten ısrarla talep edilmeli, hatırlatılmalı ve takip edilmelidir. 

6-Kontenjanların artmasında belirleyici olan siyasal iktidarlardan iş imkanı yaratacak yatırımlara, özellikle mühendislerin istihdam edilebileceği sanayi yatırımlarına öncelik verilmesi beklenmeli ve istenmelidir. Hizmet sektörlerine yönelik kalkınma anlayışının ve yüksek öğretim yönelimlerinin acı sonuçlarının yakın coğrafyamızda ki örnekleri göz ardı edilmemelidir.

Ağustos 2014