Mikroorganizmalar ilaçlara karşı direnç kazandı

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), mikroorganizmaların sadece antibiyotiklere değil, virüslere, mantar ve parazitlere karşı kullanılan ilaçlara da direnç kazandığına dikkat çekiyor.  Antibiyotik direnci (İngilizce aslından ABR), sadece enfeksiyonlara neden olan bakteriler için kullanılan antibiyotiklere karşı oluşan direnci tanımlıyor. Buna karşılık “Antimikrobiyal direnç (İngilizce aslından AMR)” olarak adlandırılan olgu, antibiyotik direncinden daha kapsamlı bir sorunu ifade ediyor. AMR, sadece bakterilerin değil,  parazitlerin (örn. Sıtma), virüslerin (örn. HIV) ve mantarın (örn. Kandida)  neden olduğu hastalıklarda kullanılan ilaçlara karşı oluşan direnci işaret ediyor. DSÖ bunun sonucunda bugüne kadar mikroorganizmaların yarattığı hastalıklara karşı uygulanan tedavilerin etkisiz hale geldiğini, enfeksiyonların ısrarlı şekilde sürdüğünü ve yayılma risklerinin arttığını belirtiyor.

Esasen mikroorganizmaların kendilerini kopyalayarak çoğaltması ve direnç özelliğini birbirine geçirmesi nedeniyle bu durumun doğal bir olgu olduğu, ancak, hayvancılık da dahil, antimikrobiyal ilaçların kullanımının ve yanlış kullanımının bu durumu hızlandırdığına dikkat çekiliyor. Enfeksiyon kontrolünün zayıf olması, uygun olmayan temizlik koşulları ve besinlerin uygun olmayan şekilde kullanımı AMR’nin yayılmasını daha ileri bir düzeye taşıyor. 

DSÖ'nün antimikrobiyal direnç konusunda işaret ettiği hususlar kısaca şöyle:

-DSÖ’nün 2014 ‘de yayınladığı Rapora göre AMR geleceğe yönelik bir tahmin değil;  artık bugünün dünya çapında bir sorunu ve toplumsal yaşantı içinde ya da hastanelerde uygulanan tedavileri riske sokacak bir durumda. Şayet acil ve koordineli önlemler alınmadığı takdirde dünyayı antibiyotik sonrası bir çağa sokabilir ve bu yeni dönemde, on yıllar boyunca tedavi edilebilen yaygın hastalıklar ve en ufak yaralanmalar bile bir kez daha öldürücü hale gelebilir. DSÖ çalışmasında, ilaçlara karşı oluşan direnci bazı spesifik mikroorganizma türlerini ve tüberküloz, sıtma, HIV ve zatüree gibi spesifik hastalıkları ele alarak inceledi.  

-AMR sonucunda standart tedavi yöntemleri geçerli olmadığından daha uzun hastalık süreleri, artan tedavi masrafları ve daha yüksek ölüm riski ortaya çıkabilir.  

-AMR enfeksiyon hastalıklarının kontrolünü engelleyebilir.

- AMR modern tıbbın gelmiş olduğu aşamayı riske sokabilir. Enfeksiyonlara karşı etkin tedavi yapılamaması organ nakli, kanser tedavisi ve büyük ameliyatların başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.

-Küresel ticaretin ve yolculukların artışı mikroorganizmaların besinler ve insanlar yoluyla uzak ülkelere taşınmasını kolaylaştırır. Antimikrobiyal direncin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın yüzde 1’i düzeyinde kayıplara neden olabileceği ve toplumda, doğrudan sağlık harcamalarının üç katı kadar dolaylı maliyetler oluşturabileceği tahmin ediliyor. Bu durumun gelişmekte olan ülkeleri gelişmiş olanlardan daha fazla etkileyeceği de belirtiliyor.  

 

Ne yapılmalı?

Ne yapılmalı sorusuna karşı, sorunun taraflarına şu öneriler getiriliyor:

►Halk,

-Sadece sağlık elemanlarının yazması halinde antibiyotik kullanmalı,

-Kendisini daha iyi hissetse bile tedavinin sonuna kadar devam etmeli,

-Antibiyotikleri asla başkalarıyla paylaşmamalı veya kullanımı dolmuş reçeteleri kullanmamalı.

►Sağlık çalışanları ve eczacılar:

-Enfeksiyonlara karşı korunma ve kontrol yöntemlerini arttırmalı,

-Antibiyotikleri sadece gerçekten gerekli olduğunda vermeli,

-Hastalığı tedavi için doğru antibiyotiği yazmalı.

►Politikaları oluşturanlar:

-İzleme ve laboratuar kapasitesini güçlendirmeli,

-Enfeksiyon kontrolü ve önleme mekanizmalarını arttırmalı,

-İlaçların uygun kullanımı konusunda düzenlemeler yapmalı,

-Tüm paydaşlar arasında bilgi paylaşımı ve işbirliğini geliştirmeli.

►Politikaları oluşturanlar, bilim insanları ve sanayi:

-Yeni aşılar, tanı yöntemleri, enfeksiyonların tedavi seçenekleri ve diğer araçlar konusunda araştırma –geliştirmeyi ve yenilikleri güçlendiren stratejiler izlemeli.  

DSÖ, bu konuda Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) ile işbirliği yaparak antibiyotik direncinin yaygınlaşmaması ve insanlarla hayvanlarda antibiyotiklerin optimum kullanılması için strateji ve yöntem geliştirilmeye çalışıldığını belirtiyor. DSÖ’nün bu yıl yayınladığı Raporun, antimikrobiyal direnci inceleme konusunda 114 ülkeden toplanan verilerle hazırlanan ilk küresel ölçekli rapor olduğu belirtiliyor.

DSÖ Genel Kurulu’nda karar alındı

DSÖ’nün 19-24 Mayıs tarihleri arasında toplanan 67. Genel Kurulu’nda, üye ülkelerin alması gereken bir dizi önlemi de içeren bir karar alındı. Bunlar arasında, konuyla ilgili ulusal planların ve stratejilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, antimikrobiyal direncin sınırlandırılması için uluslararası işbirliğinin arttırılması, antimikrobiyal direncin boyutlarının izlenmesi, antibiyotik kullanımının tüm ilişkili sektörlerde, hayvancılık da dahil olmak üzere, özellikle sağlık ve tarım alanlarında düzenli izlenmesi gibi yöntemler yer alıyor. Aynı zamanda, akademik çevreler de dahil, yeni işbirliği ve finansal modellerle araştırma-geliştirmenin teşvik edilmesi, antimikrobiyal ilaçların sorumlu bir şekilde kullanılması ve yeni tedavi yöntemleriyle yeni ilaçların geliştirilmesinin özendirilmesi gibi hususlara da yer veriliyor.

                                                                                                                                               Eylül 2014

 

Kaynaklar:

http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs194/en/

●Raporun özeti:

http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/112647/1/WHO_HSE_PED_AIP_2014.2_eng.pdf?ua=1

●Raporun tümü: http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/112642/1/9789241564748_eng.pdf?ua=1

http://www.ip-watch.org/2014/05/26/who-to-develop-global-action-plan-against-antibiotic-resistance/