Doğalgaza zammın gerekçesi petrol ve kur olamaz

Uluslararası piyasada doğalgaz fiyatı düşüyor. Olası zammın nedeni petrol fiyatı ve kurlardaki yükseliş değil, elektrik üretimindeki maliyet artışı ve diğer ekonomik nedenlerdir. Zam yerine doğalgazdaki ve elektrikteki vergiler düşürülmelidir.


Enerji Bakanının doğalgaz satış fiyatlarına zam yapılabileceği açıklamaları gündeme oturdu. Bu nedenle konunun önümüzde ki günlerde oldukça yoğun olarak tartışılacağı anlaşılıyor. Her ne kadar Bakan bu konuyu hemen hemen her ay “bu ay da doğalgaza zam yok “ şeklinde gündeme getirse de  bu kez daha sık anmaya başladı. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı zam ile ilgili çalışmaların henüz sonuçlanmadığını söylerken, zammın kaçınılmazlığının altını çizdi. Gerekçe de klasik .“Petrol fiyatları arttı. Dolar kuru yükseldi”.

Bu yazıda biz bu iki parametreyi inceleyeceğiz ve bazı verileri kullanılarak son aylardaki değişikliklere bakacağız. Konuyu incelerken doğalgaz fiyatları ile ilgili bazı bilgileri de yer vereceğiz.

Doğalgaz tüketimimiz

Bilindiği gibi doğalgazı başlıca Rusya olmak üzere çeşitli ülkelerden temin ediyoruz.  Bu ithalatta Rusya %58 (2013) ile başı çekiyor. 2013 yılında toplam tüketim miktarımız ise 46 milyar metre küp. Miktarın 2014 yılında da bu civarda kalacağını ve hatta enerji üretiminde kullanımının artması nedeniyle kısmen artabileceğini söyleyebiliriz.

Doğalgazın büyük bölümü enerji üretiminde kullanılmaktadır. Aşağıda ki 2013 yılı verilerinden anlaşılacağı üzere ikinci büyük tüketim grubu ise konuttur.

                                          Tablo 1: Doğalgaz tüketim sektörleri

KULLANIM YERİ

TÜKETİM MİKTARI

( Milyon Sm3)

 ORAN

   (%)

Dönüşüm/Çevrim Sektörü

21.053

  45,8

Konut

 9.540

20,8

Sanayi Sektörü

 8.621

 18,8

Hizmet Sektörü

 3.035

6,6

OSB

 2.907

6,3

Enerji Sektörü

 

   591

1,3

Diğer

    171

0,4

TOPLAM

         45.918

100,0

http://www.epdk.org.tr/documents/dogalgaz/rapor_yayin/Dpd_Rapor_Yayin_Sektor_Raporu_

Konutta kullanılan doğalgaz kullanımında yıllara göre önemli artışlar olmaktadır. Bunda son yıllarda doğalgaz kullanılan kentlerin sayısındaki artışın yanında kent içindeki abone sayısındaki artışın da önemli katkısı olmuştur. Türkiye’de doğalgazın kullanılan konut sayısı 10 milyonu geçmiştir. 2013 yılı sonu itibariyle 69 ildeki toplam konut abone sayısı 9.484.324 adettir. EPDK verilerine göre doğalgazın en fazla kullanıldığı illerdeki konut sayısı 2013 itibariyle aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

                             Tablo 2: Doğalgaz konut abone sayıları

İLLER

ABONE SAYISI

     ( Adet)

TÜKETİM MİKTARI

        ( Sm3)

ORAN

   (%)

İstanbul

3.498.203

3.468.049.153

49,2

Ankara

1.458.975

1.494.330.548

21,2

Bursa

 726.768

585.006.430

8,3

Kocaeli

379.926

321.584.999

4,6

İzmir

284.139

253.883.590

3,6

Eskişehir

 

229.513

266.361.644

3,8

Diğer 5 il

708.961

655.477.083

9,3

TOPLAM

        7.286.485

7.044.693.447

100,0

Yukarıdaki verilerden görülebileceği üzere doğal gaza zam sadece doğrudan ailelere değil, elektrik fiyatlarına da dolaylı olarak yansıyacaktır. Elektrik fiyatlarındaki artışın imalat sanayi fiyat artışlarını tetiklemesi kaçınılmazdır. Doğalgaz zammının domino taşı gibi hareket ederek bir dizi taşı harekete geçireceği ve son devrilen zam taşlarının kimlerin üzerine yıkılacağı ise bilinen bir husustur.

Petrol fiyatları ve dolar kurunun doğalgaz zammındaki yeri nedir?

Doğalgaz satın alım fiyatları satıcı ülkelerle yapılan anlaşmalarla belirlenmektedir. Bu anlaşmalarda alış fiyatlarındaki değişiklik ise bilinen bazı kıstaslara göre yapılmaktadır. Fiyatlar gizli tutulmakla birlikte özellikle fiyat değişikliklerinin 6 ve 9 aylık petrol ve petrol ürünleri fiyat ortalaması baz alınarak yenileniyor bilgisi paylaşılan bir olgudur. Doğal gazın güncel satış fiyatı ise alım anlaşmasının yapıldığı andaki baz fiyat ile petrol ürünlerindeki son 6-9 aylık fiyat ortalama değerlerine göre hesaplanıyor. Bu nedenle gaz fiyatları ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarının başında yeniden hesaplanıyor. Sonuç olarak doğalgaz fiyat değişikliğinde (artış ve düşüşte) belirleyici olan ana unsur ham petrol fiyatlarındaki değişikliklerdir.

Tüketiciye olan yansımada önemli bir diğer parametre ise Türk Lirasındaki oynamalardır.

Nitekim Enerji Bakanı da bu iki unsurun olası doğalgaz satış fiyatlarındaki artışta belirleyici olacağını söylemektedir.

Aşağıda 2013 ve 2014 yıllarına ait 6 aylık değişimler petrol ve dolar kurlarındaki değişiklikler yer almaktadır.

Tablo 3: Dolar kuru ve Brent Petrol fiyatları

Tarih

MB döviz alış

Brendt petrol

     ($/varil)

MB döviz alış

Brendt petrol

  ($/varil)

 

2013

2013

2014

2014

01 eylul

2,02

102,79

2,16

102,79

01 ağustos

1,93

109,54

2,14

104,84

01 temmuz

1,92

107,72

2,12

112,29

01 haziran

1,89

104,46

2,10

108,82

01 mayıs

1,79

105,48

2,11

109,97

01nisan

1,81

111,08

2,15

107,98

0rtalama

1,89

106,85

2,13

107,78

Önceki yıla göre artış

 

 

%13

%0,9

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Doviz+Kurlari/Gosterge+Niteligindeki+Merkez+Bankasi+Kurlarii

                                Tablo 4: Önceki 6 aylık döviz ve petrol fiyatları

Tarih

Dolar kuru

(Mb döviz alış)

Brendt petrol

     ($/varil)

O1 mart 2014

2,22

111,20

01 şubat 2014

2,26

108,25

01 ocak 2014

2,17

107,25

01 aralık 2013

2,04

112,62

01 kasım 2013

2,01

105,91

01 ekim 2013

2,01

109,06

Ortalama

 

2,12

109,05

http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1515247-analiz-kurakligin-enerjiye-faturasi-agir-olacak

Burada dikkate almamız gereken iki değer var. Önceki 6 aylık döneme ait ortalama Brent petrol fiyatı ile geçen 6 aylık dönem ortalama fiyatları. Tablo 2’den görülebileceği üzere 109,05 dolar olan önceki altı aylık ortalama fiyat, son altı ayda ortalama 107,78 olmuş. Yani petrol fiyatları artmak bir tarafa azalmış. Öte yandan Brent petrol fiyatındaki azalış trendinin devam ettiği de bilinmekte.  Fiyatın 26 Eylül 2014 tarihinde 97 dolara kadar düştüğü aynı kaynaklarda verilmektedir. Düşüş eğiliminin devam etmesi tüketiciler için olumlu bir gelişme olduğu açıktır. Her ne kadar bu durum Tüpraş açıklamasında “Satış hacmi ve petrol fiyatındaki düşüşe paralel olarak, satış gelirleri geçen yılın % 3,2 altında gerçekleşmiş” diye olumsuz bir gelişme olarak açıklansa da tüketici için yararlı olmuş(http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=7229).

Yukarıdaki gelişmelerden dolayı gerek doğalgazda gerekse benzin ve motorin gibi yakıtların fiyatlarında geçtiğimiz dönemde önemli artışlar olmamıştır. Tablolardaki rakamlar Bakanın gerekçelerini ortadan kaldırmaktan öte, Bakanın esas aldığı argümanlar dikkate alınır ise doğalgazda fiyat artırmak yerine düşürmek gerekmektedir.

Gelelim kurlara.

Yine ortalama değerlerden yola çıkarak konuşursak. Son 6 ayın kur ortalaması 2,13 iken önceki 6 ayın ortalaması 2,12 olarak gerçekleşmiştir. Görüleceği üzere kur artışının doğal gaz fiyatlarına etkisinin olması mümkün görülmemektedir.

Ancak Dolar kurunun 26 Eylül tarihi itibariyle 2.26 değerine ulaşmış olması durumu değiştirmektedir.

Kurdaki artışın nedenlerinin uluslararası piyasadaki gelişmelere bağlı yanları olduğu bilinen bir husustur. Bir başka neden ise ülke içi ekonomik gelişmelerdir. Kurdaki son günlerdeki yükselişte faiz oranlarının düşük tutulması, bütçe açıkları, ekonomik ve siyasal istikrarsızlık nedeniyle ülkeye döviz girişindeki azalma gibi ekonomik ve siyasi nedenleri olduğunun ekonomistler açıklamaktadırlar. Anlaşılan o ki; İktidar önümüzdeki günlerde giderek artacağı anlaşılan bu risklere karşı şimdiden önlem almakta ve siyası sorumluluğun faturasını ekonomik olarak tüketicilere yüklemek istemektedir.

Doğalgaz fiyatları geçen yıl neden düşürülmedi?

Burada geçen yıl yaşanan ve ithal edilen doğalgaz fiyatlarında ortaya çıkan baz fiyat düşmesi konusunu açmakta yarar görüyoruz. Bu konuyu hatırlatmamızın nedeni ise siyasal iktidarın uluslararası piyasada enerji fiyatlarında meydana gelen düşüşleri iç piyasaya yansıtmadığını gösteren önemli bir örnek oluşudur.

Ülkemizin hangi ülkelerden ne kadar gaz satın aldığına burada girmek istemiyoruz. Meraklısı aşağıdaki siteden bu konuda bilgi sahibi olabilir( http://enerjienstitusu.com/2013/03/31/turkiye-hangi-ulkeden-kac-liraya-dogalgaz-aliyor/). Biz esas olarak bu ülkelerden alınan gaz fiyatlarında geçen yıl yaşanan olumlu değişikliğin bizlere yansıtılmamasından söz etmek istiyoruz.

 Satıcı ülkeler 2013 yılının ilk fiyat döneminde doğal gaz fiyatında indirim yapmışlar ve yüzde 4 oranında satış fiyatlarını düşürmüşlerdir. Bu indirim Türkiye’ye de uygulandı. O günlerde “Gazprom doğalgaz fiyatlarında indirime gitti” haberleri basınımızda da yer aldı. Rus şirketinin sadece Türkiye’ye değil Avrupa ülkelerinde ki müşterilerine de değişik indirim oranları uygulamış olduğu anlaşıldı. Hatta indirim oranının ülkemiz için yüzde 8 olduğu dahi iddia edildi. Bu oran yetkililer tarafından resmi olarak ilan edilmemiş olsa da Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Aleksei Miller, Sırbistan’a yüzde 13 indirimle gaz vereceklerini açıklamıştı.( İsmail Altunsoy, Zaman Gazetesi_31 mart 2013).

İşte o günlerde bu olumlu gelişme tüketiciler lehine kullanılmamış. Hatta doğal gaz fiyatlarına zam yapılmayacağı açıklaması ile adeta önemli bir külfete katlanıldığı anlatılmıştı.

Doğalgazda zam değil, indirim konuşulmalı

Dünya Doğal gaz kaynaklarında önemli artışlar meydana gelmiştir. Özellikle ABD’nin kaya gazı kaynaklarını kullanıma sokması bu ülkeyi ihracatçı bir ülke haline dönüştürürken gazın satış fiyatlarını da aşağıya çekmiştir. Öte yandan Dünya’da yaşanan ekonomik krizin sonucu olarak büyüme hızlarının azalması, enerjinin verimli kullanılması, yenilenebilir enerjinin giderek daha fazla tüketilmesi ve petrol fiyatlarında görülen olumlu gelişmelerin sonucu olarak doğal gaz fiyatlarının artmasından değil azalmasından söz edilmelidir.

Türkiye’de alınan ekonomik kararlar sonucu kurdaki artışların bile doğal gaz fiyatının artışı için bir gerekçe olmadığı yukarıdaki verilerde görülmektedir.

Peki dünyada bunlar olurken hükümet doğalgaz fiyatını neden artırmak istiyor?

Hükümetin doğalgaz fiyatlarına zam yapma talebinin arkasında esas olarak ekonomik gerekçeler yatmaktadır. Bunların cari açık, döviz giriş azlığı gibi birçok ekonomik ve politik nedenleri olduğu bir gerçek. Nitekim ekonomik kriz, krizin nedenleri ve bunların sonuçları konunun uzmanları tarafından bugünlerde tartışılıyor.

Biz burada bir nedene parmak basmak istiyoruz.

Doğalgaza zammın önemli gerekçelerinden birisi de elektrik üretim maliyetinin artması ve bu maliyet artışının bütçeye olan etkisidir.

Bilindiği üzere elektrik değişik hammadde kaynakları kullanılarak üretilmekte ve tüketime sunulmaktadır. Bunlar arasında 2103 yılı için  doğalgaz (%43,8), kömür- ithal dahil (%25,8) ve hidrolik(%24,8) belirleyici bir yer tutmaktadır. (http://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=88369#.VCf9Efl_tbc)

Ancak 2013 yılına ait bu oranlar 2014 yılı Ağustos ayı itibariyle oldukça değişmiştir. Sırasıyla söylemek gerekirse; Oranlar doğalgazda (47,3),kömürde (%28,7) ve hidrolikte(%17,6) olarak gerçekleşmiştir. Verilerden anlaşılacağı üzere üretimde gazın ve kömürün ağırlığı artarken hidrolik kaynakların oranı ciddi bir şekilde düşmüştür. Öte yandan 2013 ve 2014 yılı ocak-Ağustos ayı aylık elektrik üretim rakamlarına baktığımızda elektrik üretiminde %5 gibi bir artışın da olduğu görülmektedir.

                                    Tablo 4: Aylık elektrik üretim miktarı (Birim: TWh)

AYLAR

ÜRETİM(2013)

ÜRETİM(2014)

OCAK

20,7

21,4

ŞUBAT

18,3

19,3

MART

19,9

20,5

NİSAN

19,1

19,8

MAYIS

19,7

20,1

HAZİRAN

22,2

20,3

TEMMUZ

21,1

22,7

AĞUSTOS

21,2

23,7

TOPLAM

159,7

167,8

                                        http://www.enerjiatlasi.com/elektrik-uretimi/

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere üretim artışı, elektrik üretim maliyetlerini adeta çift taraflı olarak etkileyerek arttırmıştır.

Maliyet artışının toplam tutarı konusunda uzmanların bilgisi olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte, gerek Enerji Bakanı ve gerekse sektör temsilcilerinin basına yaptıkları açıklamalar miktar ve oran hakkında bir fikir vermektedir. Bakan Taner Yıldız kuraklık nedeniyle HES üretimlerinin azalacağı ve bunun sonucu olarak doğalgazdan elektrik üretiminin artacağını söylemişti. Bakan “Doğalgaz çevrim santralleri ile elektrik üretmek HES’lere göre yüzde 30-50 daha pahalı “ olduğunu basına yaptığı açıklamada belirtmişti.

Sektör uzmanları ise “15-16 kuruş olan toptan elektrik fiyatları 20 kuruşa yükselir” diyerek, elektrikte maliyet artışının yüzde 5 civarında olacağı haberini vermektedirler. Bu uzmanlar doğalgaz takviyeli elektrik üretim maliyet artışının 6-7 milyar TL olduğunu sözlerine ilave ediyorlar. Yine sektör yetkililerinden Elektrik Üreticileri Derneği(EÜD) başkanı Önder Karaduman da aynı paralelde görüş ileri sürüyor. Anlaşılan o ki, Ekim ayı doğalgaz fiyatlarının gözden geçirildiği bir dönem olması, Bakanlığı harekete geçirmiş oldu.

Tüketici için doğalgazın anlamı nedir?

Doğalgaz elektrik olarak evimize giren önemli bir doğal kaynak. Yine doğalgaz ısınma, temizlik ve mutfak için özellikte kentte yaşayan yaklaşık 10 milyon abone için vazgeçilemez bir enerji kaynağı.

Doğalgaz bu nedenle halk için temel tüketim maddelerinden biri. Aynı ekmek, su ve hava gibi bir madde. Dolayısıyla bu tür maddelerin ucuz ve hatta yaşam için gerekli olanın ücretsiz olarak temini, birlikte adaletli yaşamın olmazsa olmazıdır. Örneğin doğalgazın konutlarda kullanılan bölümü için düşük vergi oranları uygulanabileceği gibi, yaşamsal miktarda gazın ücretsiz olarak temini de mümkündür. Ancak bu maddenin öncelikle “temel ihtiyaç maddesi” olarak kabul edilmesi gerekir. Temel ihtiyaç maddeleri üzerinden vergi alma anlayışı yerine halkın bu ihtiyaçlarının karşılıksız olarak temini temel politik anlayış olmalıdır. Bu bağlamda elektrik üzerinde var olan ilave ve gerekçesi adaletsiz olan vergiler iptal edilmelidir. Örneğin TRT katkı payı kaldırılmalıdır. Bedeli ödenmeden elektrik kullanımının kabul edilmemesi gibi, hiçbir kurum elektriği bedava kullanmamalıdır.

Eylül 2014