Kompozit boru sektörü yüzde 10 büyüme hedefliyor.

Sektörde kurulu kapasite iç talebi ve yakın coğrafyadaki pazarları besleyebilecek düzeyde.  Avrupa ortalama kilosu 1,5 Avro olan ürünün Türkiye’deki ortalama kilogram satış fiyatı 0,9 Avro.


Yakın coğrafyamızda yaşanan siyasal olaylar ve 2016 yılında ülkemizde gelişen ekonomik ve politik krizler kompozit boru sektörünü olumsuz etkiledi. Bununla birlikte CTP boru sektöründe 2017 yılı için büyüme beklentisinin yüzde 10 olduğu sektör temsilcileri tarafından belirtiliyor.

Öte yandan mevcut iş tecrübeleri ve referansları sayesinde Türkiye CTP boru sektörü de global pazarda gerek ürün kalitesi ve gerekse verdiği mühendislik hizmetleri sayesinde her ülkede rekabet edebilme gücüne sahip. Özellikle deniz altı döşemeler ve 800 milimetre çap üzerindeki uygulamalarda 40 bar basınç değerine kadar CTP boru çözümler sunuyor. Kompozit Sanayiciler Derneği’nden alınan bilgilere göre, Türkiye boru sektöründe faaliyet gösteren firmaların 2016 yılında yaklaşık 700 milyon liralık ciroya ulaştığı tahmin ediliyor. Toplam cironun yaklaşık yüzde 35’i ihraç edilen ürünlerde elde edildi. Yaklaşık 1.100 kişinin doğrudan istihdam edildiği sektörde, artan kullanıma bağlı istihdamın artması bekleniyor. 2017 yılında yüzde 10 büyüme hedefleyen CTP boru sektörünün, üretimin yüzde 40’ını ihracata kanalize edeceği öngörülüyor. Afrika’dan Asya Pasifik ülkelerine kadar 100 ülkeye ürünlerini ihraç eden sektör, sulama, içme suyu, kanalizasyon projelerinin yanı sıra termik santral soğutma sistemleri ve deniz suyu arıtma sistemleri gibi birçok alanda ürünleri tercih ediliyor.

Mevcut kurulu kapasite ise iç talebi ve yakın coğrafyadaki pazarları besleyebilecek düzeyde. Türkiye CTP boru sektöründe altı adet sürekli elyaf sarma teknolojisi, üç adet konvensiyonel kalıp üzerine sarım yapan ve bir adet sürekli elyaf sarma teknolojisi yanında santrifüj teknolojisi ile birlikte toplam 10 şirket faaliyet gösteriyor. Türkiye’de 16 adet sürekli elyaf sarma makinesi mevcut. Bu kurulu kapasitenin diğer CTP boru üretimi yapan ülkelerle kıyaslandığında odlukça yüksek olduğunu belirten uzmanlar, kompozit malzemenin kendine has özellikleri olan hafiflik, dayanım gücü, korozyon riski olmaması ve kolay montajı gibi faktörleriyle boru sektöründe kullanımının her geçen gün arttığına işaret ediyor. Türkiye’de kompozit malzeme ağırlıkla boru ve tank ile yapı ve inşaat sektörlerinde kullanılıyor. Bu aşamada yeni yatırımların kalite ve ürün geliştirme odaklı olması gerektiğini belirten uzmanlar, bu bağlamda akredite laboratuvar ve test  merkezlerinin sayısının artırılabileceğini ifade ediyor.

Anti damping vergisi, CTP’de maliyetleri artırıyor

Sektörde mevcut kurulu kapasiteye yetecek kadar proje bulunmadığını belirten uzmanlar, yaşanan aşırı rekabet ve bunun sonucunda kurulu tesislerin fon yaratamadığına vurgu yapıyor. Aşırı fiyat rekabeti sektörü olumsuz etkilerken, bölgesel güç olabilecek kapasiteye sahip olan yerli şirketlerin gelişimi yönünde yapacakları yatırımları ve geliştirme çalışmalarını engelliyor. Uluslararası istatistiklerle karşılaştırıldığında Türkiye’de mevcut üretim yapan firmaların küresel ölçekteki CTP boru fiyat ortalamalarının yaklaşık 40 ila 50 altında satış yaptığı gözlemleniyor. Avrupa ortalama kilosu 1,5 Avro olan ürünün Türkiye’deki ortalama kilogram satış fiyatı 0,9 Avro. Sektör temsilcileri, bu fiyat erozyonunu hem mevcut şirketlerin finans yapılarını zayıflattığını hem de sektörün geleceği ile ilgili yapılması gereken pazarlama, tanıtım, iyileştirme ve nitelikli istihdam gibi faaliyetlerin yapılamamasına neden olduğunu dile getiriyor. Bunu n yanı sıra sektörün bir diğer sorunu ise Uzakdoğu’dan ithal edilen cam elyaf hammaddesine uygulanan anti-damping vergisi. Üreticisine bağlı olarak uygulanan yüzde 34’lük yerli hammadde üreticisini koruma amacıyla sektöre getirilen vergi, CTP boru üreticilerinin maliyetlerini doğrudan artırıyor.

Nisan 2017,dünya ,derleme