DuPont Türkiye`ye ağırlık veriyor

DuPont “Tarım; gıda ve sağlık; gelişmiş materyaller ve endüstriyel biyo teknoloji alanlarına odaklanıyor"


Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9 milyara ulaşması bekleniyor. Dünyadaki her 7 kişiden birisi açlıkla karşı karşıya. Fosil yakıt kullanımı küresel ısınmayı hızlandırıyor. Doğal kaynaklar ise hızla tükeniyor.

Nylon, Lycra, Teflon ve Neoprene gibi önemli buluşlara imza atmış olan şirket, dünyanın en büyük bilim ve teknoloji şirketlerinden birisi. Şirket bugün özellikle üç alana odaklanıyor:

Tarım; gıda ve sağlık; gelişmiş materyaller ve endüstriel biyoteknoloji. Bu alanlar otomotiv, enerji, elektronik hatta tekstile kadar çok farklı sektörlerde innovativ ürünlerin hayatımıza girmesinde büyük rol üstleniyor. DuPont’un yıllık Ar-Ge bütçesi 2.1 milyar dolara ulaşıyor. Ar-Ge yatırımları temelde küresel gıda ve çevre güvenliğinin korunmasına yönelik çözüm üreten ürünlere odaklanıyor. DuPont Başkan Yardımcısı James Collins geçtiğimiz günlerde Türkiye’deydi ve tarım başta olmak üzere DuPont’da yaşanan değişimi DÜNYA’ya değerlendirdi.

biyo teknoloji çevre etkimizi azaltıyor”

Endüstriyel biyo-teknoloji, bir taraftan çevre üzerindeki etkimizi azaltırken, diğer taraftan gıda, beslenme, yakıt, materyal ve daha fazlasına yönelik talebi karşılamak için yeni olanaklar yaratarak global sorunları çözme yönünde önemli vaatler sunuyor. Dünyadaki çiftçi ve yetiştiricilerin ekin verimliliğini artırmalarından, gıdaların bozulmadan taşınmasına olanak sağlayan paketleme malzemelerinin geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazede yenilikçi ürünlere imza atıyor. Gıda üretiminin sürdürülebilir bir şekilde artırılması için çözümler üretiyor.

Selülozik etanol çalışmaları

DuPont’un odaklandığı konulardan birisi de fosil yakıtlara yönelik bağımlığın azaltılması. Şirket bu amaçla gıda dışı kaynaklardan elde edilen yeni nesil biyo yakıt olan selülozik etanol alanında önemli çalışmalara imza atıyor.

DuPont, yenilenemeyen fosil yakıt kaynaklarına bağlı kalınmasını azaltmak amacıyla dallı darı ve diğer bitkilerden selülozik etanol elde etmek üzere yerel çiftçilerle birlikte çalışıyor. Şeker kamışı küspesi, buğday sapı, kuru otlar, meyve kabukları gibi bitkisel atıklar DuPont teknolojisi için katma değer yaratan kaynakları oluşturuyor. Selülozik etanol, bir yandan tarım sektörünün gelişmesini ve yeni yatırım imkanlarının oluşmasını sağlarken, diğer yandan CO2 gazlarının azaltılmasına ve yakıt alternatiflerinin artmasına katkı sağlıyor.

Dupont “Türkiye bizim için istikrarlı pazar”

Yerel şirketlerle işbirliği amaçlıyoruz. DuPont Başkan Yardımcısı James Collins, yerel işbirliklerinin çok önem taşıdığını söylerken, şu yorumları yapıyor: “Tarımda bilimin rolü gitgide artıyor. Türkiye daha yolun başında; ama bu ürünler tarım sektörünün güçlü olduğu Türkiye için çok faydalı olabilir. Dupont olarak küresel anlamda her beş yılda bir, bir ülke seçiyoruz. Bu ülkede pazarı daha yakından anlamaya; müşteri ile daha yakın ilişkiler kurmaya ve yatırıma odaklanıyoruz. Çin, Hindistan bu kapsamda odaklandığımız ülkeler arasındaydı. Son olarak Türkiye ile ilgileniyoruz. Türkiye yerel yetenekler, fikirler konusunda çok zengin; inovasyonu destekleyen bir ülke. Burada yerel şirketlerle işbirliği yapmayı; gıda ve tarım konusundaki düzenlemelerin şekillenmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye bizim için uzun vadede istikrarlı bir pazar. Öte yandan, Türkiye Dupont’un odaklandığı konulara uyum sağlayan birkaç ülke arasında yer alıyor. Türkiye’de tüm ürünlerimizin müşterisi var. Bu sayede işbirliği fırsatlarını da daha iyi değerlendirebiliyoruz.

“tarımsal zararlara karşı biyo teknoloji”

” DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık da, “Türkiye’nin tarımda bir dönüşüme ihtiyacı var. Tarım sektöründe değer ihraç etmemiz gerekiyor. DuPont bu kapsamda katma değer yaratıyor” diye ekliyor. Taxon Biosciences’ı bünyesine katma kararı olan DuPont, tohum ve mahsul koruma konusunda yenilikçi çözümler yaratmaya hazırlanıyor. Hedef, günümüzde çiftçilerin karşılaştığı pek çok zararlı ve yabancı ot problemlerine çözüm geliştirmek; sağlıklı, verimli ve karlı mahsuller elde edilmesini sağlamak ve böylece dünyanın sürdürülebilir bir şekilde beslenmesine katkı sağlamak. Bu kapsamda hububat ve şeker pancarından, patatese; pamuktan meyveye, domatesten tütüne kadar her alanda çiftçilerin karşılaştığı problemlere çözümler geliştiriliyor.

Dupont Türkiiye İnovasyon Merkezi

DuPont Başkan Yardımcısı James Collins’in dikkat çektiği bir diğer konu da inovasyonun sürdürülebilir istihdam yaratma konusunda önem taşıdığı. Küresel DuPont İnovasyon Merkezleri ağının bir parçası olan DuPont Türkiye İnovasyon Merkezi, DuPont’un dünyadaki on birinci, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’ndeki en büyük üçüncü inovasyon merkezi.