İşyeri kazalarından sorumlu teknik eleman!

İş yerlerinde ölümcül kazalardan iş güvenliği uzmanı teknik eleman sorumlu tutulurken. İş yerinin gerçek sahibi işveren, izin veren devlet hesap vermiyor.


Her gün yeni bir ölüm ve yaralanma olayı ile yüz yüze kalıyoruz. Sözünü ettiğimiz işyerlerinde, üretim yapılırken meydana gelen ve çoğunluğu ölüm ve sakatlıklarla sonlanan olaylar. Bazıları ise, Tuzla’da olduğu gibi sadece çevreye verdiği zararla kalıyor.

Üretim sürecinde acıların yaşanmaması, hatta üretimin rasyonel bir şekilde devamı için hazırlanmış yasa ve uygulama yönetmeliklerimiz bulunmakta. Yetersiz olsa da  her türlü istismara açık ta bulunsa mevcut kuralların ve hukukun  “kaza “olmasını engellemeye yönelik  olduğu söylenebilir. Bunlardan biri de “işin güvenliği ve işyeri emniyeti” için iş güvenliği uzmanlığı uygulaması. İş güvenliği uzmanının sorumluluğu, işyerindeki  eksik ve yanlışlıkların giderilmesine yönelik raporlar hazırlamak. Bu raporların işveren temsilcisi olan teknik personel ve işveren tarafından yerine getirilmesi gerekiyor.

Ancak genellikle işyerlerindeki “kazalardan” işverenler yerine doğrudan iş güvenliği ile ilgili teknik  elemanlar sorumlu tutuluyor.

Aşağıda böylesi bir olayla ilgili bir haber yer alıyor.

Haberden çıkarılacak en önemli sonuç, konunun ne kadar önemli ve can yakıcı olduğu olmalı. Bu nedenle iş güvenliği ve teknik personel ile diğer kişi ve kurumların  sorumluluğu konusunun mutlaka gündemde tutulması, meslek örgütleri tarafından ele alınması ve sorumluluk kapsamı içerisine işveren ve devletin ilgili birimlerinin de yerleştirmesi için mücadele edilmesi gerekiyor. Aksi durumda ne “iş kazaları” azalabilir ne de iş güvenliğinden sorumlu teknik elemanların hapse düşmesi önlenebilir.

 

 

“11 işçi yanarak böyle can vermiş: 15 rapor yazıldı, 1 okuyan çıkmadı!

 

İş güvenlik uzmanının, 11 işçinin yanarak can verdiği Esenyurt alışveriş şantiyesi çadırı hakkında hazırladığı raporlar gözardı edilmiş. Raporlarda, çadırda ne bir yangın acil çıkış kapısının ne de söndürme aletinin bulunduğu belirtiliyor. Elektrik kablolarının su içinden geçtiğine dikkat çekiliyor 

RADİKAL - Esenyurt’ta bir alışveriş merkezinin şantiyesinde çalışan 11 işçinin çadırlarda yanarak ölmesine ilişkin dava dosyasına giren raporlar, facianın bağıra çağıra geldiğine işaret ediyor. Kendisi de sanıklar arasında yer alan İş Güvenlik ve Denetleme Uzmanı Ömer Faruk Gülmez’in Haziran 2011’den facianın meydana geldiği 13 Mart 2012’ye kadar şirkete sunduğu 15 ayrı raporda; bir yangın sırasında acil çıkış kapılarının bulunmadığı, kaçacak yerin düşünülmediği, yatakhanedeki malzemelerin dışarıda istiflendiği, elektrik kablolarının su içinden geçtiği, yangın söndürme cihazlarının olmadığı, iş güvenliği uzmanı eksikliğinin bulunduğu vurgulanıyor. Faciadan dört ay önce yazılan raporda, “Kablo bağlantıları gelişigüzel yapılmış vaziyette, su içinden gitmektedir. Bu tür hataların ölümcül sonuçlar doğuracağını unutmamak gerekir” diye uyarıda bulunuluyor. Aynı şekilde, faciadan dört gün önce “panoda bulunan kaçak akım rölelerinin devrede olmadığı” saptanıyor. Raporları hazırlayan Gülmez, “Yangın çıkacağına ilişkin birtakım tespitler yapmıştım. Fakat kimsenin umurunda olmadı. Ben görevimi yaptığım halde ceza aldım. Ancak bu hususları düzeltmeyen işveren beraat etti” diyor. 

İşte, o raporlar...

11 Haziran 2011: Yemekhane, duş ve tuvaletlerin bulunduğu koridorda yalnız bir tane çıkış bölgesi bulunmaktadır. Oysa herhangi bir acil durum karşısında orada kalanların ikinci bir alternatif kaçış kapısı olmalıdır. Dolayısıyla bu bölgelere kaçış kapıları açılmalıdır. Kapılar dışa doğru açılmalıdır.

Duş ve tuvalet içinde bulunan elekterik panosu bu mekanın dışında bir yere alınmalıdır.

Yatakhane bölgesinde bulunan elektrik panolarının güvenlikleri alınmalı ve kilitli olmalıdır.

21 Temmuz 2011:  Yatakhanede kullanılacak malzemeler dışarıda istiflenmiştir. Bu tür malzemelerin bir depoda saklanması gerekmektedir.

3 Ağustos 2011: Acil çıkış kapısının banyo bölümünün içine açıldığı ve kapının kilitli olduğu gözlenmiştir. Bu tür kapıların her zaman kaçışa amade olması gerekmektedir. Yemekhanenin bulunduğu koridorda daha acil çıkış kapısı açılmamıştır.

 

4 Ağustos 2011: Elektrik kablolarının ve panoların yoğun olarak bulunduğu mahallerde elektrik yangınlarında kullanılan karbondioksitli yangın söndürme cihazlarının hazır bulunması gerekmektedir. Ayrıca bu tür mahallerde aşırı ortam ısınmasına karşı iklim düzenleyici araçlar kullanılarak, ortam sıcaklığının normal sıcaklık değerlerinde seyretmesi sağlanmalıdır.

Koğuşlar bölgesinde çıkacak yangına acil olarak müdahale edilebilmesi için belli bölgelerde yangın söndürme cihazları bulundurulması gerekmektedir.

17 Ağustos 2011: Makine Mühendisleri Odası’nın tespit ettiği ve hala tamamlayamadığımız yangın tüplerinin alınmasıyla ilgili bir girişimde bulunulmamıştır.

Ayrıca ana trafo binasına, koğuşlar ve elektrikli aletlerin ve panoların yoğun olduğu mahallerde yangınla mücadele yapılabilmesi için gerekli yangın tüplerinin ivedilikle alınması gerekir.

5 Eylül 2011:  Elektrik ve makine işlerindeki işçi sayınızın 50 ve daha yukarıda olması halinde iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurulması kanuni zorunluluktur.

 

İnşaat sektörünün ağır ve tehlikeli işler kapsamında olması nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca geçerliliği olan A sınıfı sertifikaya sahip iş güvenlik uzmanı ve saha içinde iş güvenliğini koordine edebilecek tecrübeli iş güvenliği sorumlusu bulundurmak durumundasınız.

5 Ekim 2011: Tüm elektrikli el aletlerinin fiş, priz ve kabloları eksiz ve topraklı olacaktır.

13 Ekim 2011: Kabloların büyük kısmının su içinde olduğu, herhangi bir elektrik kaçağının vahim sonuçlar doğuracağı görülmektedir.

Pano ana enerji kabloları ve uzatma kablolarının kesinlikle su ile teması önlenmelidir.

21 Ekim 2011:  Çalışan sayısının 50’nin üstünde olması nedeniyle bünyenizde bulundurmanız gereken A grubu uzmanınızın olmadığı ve uzun bir süredir bu şekilde çalıştığınız ortadadır. İş sağlığı ve güvenlik uzmanı bulundurma sorumluluğunu yerinde getirmeniz gerekmektedir.

 

21 Ekim 2011: Elektrik kablolarının suyla teması engellenmeli. 

Yatakhanelerde yeterli hava sirkülasyonunun olmadığı, koğuşta gereğinden fazla insanın yatırıldığı tespit edilmiştir.

Elektrikli ısıtıcıların ranzalara bağlı olduğu, her yatağın altında bazıları ekli bir uzatma kablosu olduğu... 

Koğuşlarda semaverler, televizyonlar, ısıtıcılar, şarj aletleri olduğu tespit edilmiştir. 

Yangın sırasında acil çıkış kapılarının olmadığı ve yangına karşı hiçbir önleyici önlemin alınmadığı tespit edilmiştir (Yangın tüpleri yok) 

Banyo ve tuvaletlere giden enerji kablolarının zeminden suların içinden geçerek gittiği tespit edilmiştir.

8 Aralık 2011: Desat İnşaat’a ait petrol esaslı malzemelerin depolandığı alanda yangın riski bulunduğu, bu konuyla ilgili gerekli önlemlerin alınmasını rica ederim.

22 Aralık 2011: Yağışlı havalarda özellikle dikkat etmemiz gereken kablolar ve bağlantıları yine standartlara uygun olmayan vaziyette su içindedir. Kablo bağlantıları gelişigüzel yapılmış vaziyette, su içinden gitmektedir. Bu tür hataların ölümcül sonuçlar doğuracağını unutmamak gerekir.

Elektrik besleme panolarının su içinde olduğu ve panodan çıkan kabloların su içinde devam ettiği tespit edilmiştir.

 

14 Ocak 2012: Son zamanlarda şantiye sahasında makaralı elektrikli uzatma kabloları kullanılmaktadır. Bunların kullanılması sakıncalı durum arz etmektedir. Bu tür kabloların, kablo kesitleri düşük olduğundan ısınarak tutuşma riski yüksektir. Isınarak panoların tutuşmasına da neden olmaktadır. Bu tür şantiye içinde kullanılması yasaktır. Uzatmalar çift izolasyonlu kablolardan oluşacaktır. 18 Ocak 2012’den itibaren bu tür kabloların çalışmasına izin verilmeyecektir. Tüm alt yükleniciler bu tarihi kadar gerekli önlemleri almalldır.

15 Şubat 2012: Tüm uzatma kablolarının yerden su içinden geçtiği tespit edilmiştir. Kışın yağışlı havalarda elektrikle ilgili riskler önem arz etmektedir. Kabloların çalışılan yerlerde havai hatla veya portatif sehpalar üzerinde götürülmesi gerekmektedir.

9 Mart 2012: Panoda bulunan kaçak akım röleleri aktif/devrede değildir. Devrede olabilmesi için gri, silah, kahverengi ve mavi kabloların bağlı olduğu terminallerin karşısındaki terminallere bağlı olması gerekmektedir. Birden fazla saha panosundaki durum aynıdır.   

 'KİMSE UMURSAMADI'

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçen 9 Temmuz’da karara bağlanan Esenyurt Davası’nda, altı sanığın beratine, yedisine ‘’taksirle 11 kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan beş yıla ila on yıl arasında hapis cezası verildi. Ceza alanlardan biri de, bu raporları hazırlayan Miratek adlı denetim firmasında görevli, Ömer Faruk Gülmez oldu. Raporları kaleme aldığı ve şirkete uyarıda bulunduğu halde, birinci derecede kusurlu görülerek, Gülmez’e altı yıl hapis cezası verildi. Gülmez, kendisinin raporlarda gerekli uyarılarda bulunduğunu ancak hiç kimsenin bunu dikkate almadığını ifade ederek, “Önlem alınmadığı için yangın çıktı ve bu facia oldu. Ben yangın çıkacağına ilişkin birtakım tespitler yapmıştım. Fakat kimsenin umurunda olmadı. Ya önemsemediler ya da vurdumduymazlıktan böyle yaptılar. Ben görevimi yaptığım halde ceza aldım. Ancak bu hususları düzeltmeyen işveren beraat etti. Hatta bazı kusur sahipleri yargılanmadı bile” dedi.

Haber: İSMAİL SAYMAZ -ismail.saymaz@radikal.com.tr /4/08/2015