“Eğitim üretim içindir” yazım üzerine değerlendirmeler

” Biz .. mesleki eğitim için iyi binalar yapmakla içine pahalı makineler koyarak çözüm üreteceğimize inanarak yanlış bir yolda yürüdük.  Oysa çözümü, insana, iyi eğitici yetiştirmeye dayalı insan odaklı bir modele oturtmamız gerekir. “


Bazı konularda iş dünyası sürekli duyarlılık gösterir. Bunların başında eğitim gelir. Kalifiye eleman sıkıntısı nedeniyle bu konu ilgi uyandırır. “Eğitim üretim içindir” yazımda da öyle oldu. Birçok okurumdan değerlendirmeler aldım. Bunların ortak paydası işe yatkın insan odaklı eğitimin önemini ortaya koyuyor.

Bunun için ağırlıklı olarak söyledikleri; eğitimin odağında güzel binaların, eğitim araçlarının değil, insanın yer alması. Hem eğitimci insan hem eğitilecek insanın odakta yer alması gerektiğinin altını çiziyorlar. Ancak, eğitimin odağına insan yerleştirdikten sonra, bina ve eğitim gereçlerine, onların da çağdaş ve iyi olanına ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar. Eğitime bakışta, yaklaşımda bu yönde zihni model değişikliğine ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.

Bir iş insanının değerlendirmesi şöyle:” Biz bugüne kadar mesleki eğitim için iyi binalar yapmakla içine pahalı makineler koyarak çözüm üreteceğimize inanarak yanlış bir yolda yürüdük. Bunları yaparak istediğimiz sonucu elde edemedik. Oysa çözümü, insana, iyi eğitici yetiştirmeye dayalı insan odaklı bir modele oturtmamız gerekir. Bunun yolu dünyada birçok ülkede bulunmuş ve modellenerek tıkır tıkır işletiliyor. Yapmamız gereken, bu modelleri ele alarak bize özel bir model geliştirmek. Aynen alarak, taklit ederek değil, onlardan yararlanıp bizim için uygun modeli geliştirmeliyiz. O zaman hem eğitimde israftan kaçınmış oluruz hem de genç nüfusumuzu mesleksiz işsiz gençler olmaktan kurtarırız.”

Öneriler arasında, bu mesleki eğitim kurumlarının ağırlıklı olarak, üretim alanları içinde Organize Sanayi Bölgelerinde kurulmasının da önemli olduğunun altı çiziliyor. Bu konuya değinen bir sanayici, ”Türk’ün aklı gözündedir diye bir atasözümüz var. Onu hatırlayalım ve akıldan çıkarmayalım. OSB’lerdeki okullardaki öğrenciler birçok konuyu, pratik içerisinde görerek öğrenebileceklerdir. Bu okulların eğitmenleri de ağırlıklı olarak OSB’lerdeki ustalar olabilir.”

Bu uyarılar bana kendi eğitimimle ilgili aldığım dersi hatırlattı. Üniversiteyi bitirip bir dergide çalışmaya başladığımda, o zaman entertip makinelerde kurşun satırlar dizilerek, tipo baskı hazırlanırdı. Başında durduğum bir dizgici dizdiği bir satırı uzatıp “Baksana hata var mı “diye elime tutuşturduğunda, sıcak satırı önce elimden attım. Zamanla tutmasını öğrendim. Ardından dizgiyi tersten okumasını becerdim. Bu benim basın yaşamımda her teknolojik değişimi işin içerisindeki ustalardan öğrenmem şeklinde sürüp gitti.

O yazımla ilgili değerlendirmelerde bir de konuya bütün sonuçlarıyla yaklaşmak gerektiği uyarısı yer alıyordu. O yazımda Cuma günlerini tatil ilan eden bir iş yerinin bu tasarrufla kar ettiği miktarı aktarmıştım. Bu konuyu eleştiren bir değerlendirme aldım: “Cuma tatil yapıp tasarruf ettiğini söyleyen dostunuz, bu uygulama ile toplam gelirden ne kaybettiğini biliyor mu? O zaman belki uyguladığı tedbiri başarılı olarak göremeyecektir. İşçilerinin ücretleri kısılıyor, talebin daralması destekleniyor. Bunun gideceği yer dünyanın yıllar boyu yakındığı stagflasyondur.”

Eğitim meselesindeki eksikliğimiz, bu konuda herkesin düşüncelerini açıklamasına yol açıyor. Benim gördüğüm, insanların çözüm önerilerinin insan odaklı yeni bir eğitim sisteminin yararlı olacağı konusunda birleştiklerini gösteriyor.

17.10.2018, Osman Arolat, dünya