UEA: Enerji yoğun sanayi dallarında teknolojik ilerleme yavaş

Uluslararası Enerji Ajansı (UEA)’nın  “Temiz Enerjideki İlerlemeleri İzleme 2014” (TCEP 2014) başlıklı çalışmasına göre, nihai kullanım sektörleri enerji teknolojileri açısından yavaş bir gelişme gösteriyor. Bu alandaki son ilerlemeler de yolcu taşımacılığı sektöründe yoğunlaşıyor.

UEA’nın  “Temiz Enerjideki İlerlemeleri İzleme 2014” (TCEP 2014) başlıklı çalışmasında yer alan bazı saptamalara daha önce değinilmişti. Bu yazıda da, aynı yayında enerjinin tüketim tarafında kalan sektörlere ilişkin olarak yapılan değerlendirmeleri aktarıyoruz.  

Bir yanda batarya maliyetleri iyileşmeye devam ederken, yakıt hücreleri ile gaz yakıtlar konusunda da ileri adımlar atılıyor. Ulaşımın elektrifikasyonunda belirleyici bir faktör olan batarya maliyetleri düşmeye devam ediyor. 2012 yılında 485 ABD $/kW olan maliyetin 2013 yılı sonunda 400 $/kW civarına ineceği, böylelikle UEA’nın 2020 yılı için hedeflediği 300 $/kW seviyesinin gerçekleşebilmesine doğru iyi bir yol alındığı düşünülüyor. Bu arada, yakıt hücreli araçlar ve gaz yakıt teknolojileri de dikkatlerin çevrildiği alanlar. Elektrikli araçlara göre daha düşük enerji verimliliği olmakla birlikte, bu teknolojiler ağır ve uzun mesafe taşımacılığı/ulaşımı açısından daha avantajlı.

Havacılık endüstrisi uluslararası ulaşımdan kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmak için ilk adımlarını atmaya başladı. 2013 yılı Ekim ayında Uluslararası Sivil havacılık Örgütü (ICAO) Genel Kurulu, uluslararası havacılıktan kaynaklanan emisyonları azaltmayı hedefleyen piyasa bazlı bir mekanizmayı 2016 yılına kadar geliştirmeyi ve 2020 yılına kadar uygulamaya geçirmeyi kabul etti. O tarihe kadar da bazı ülkeler veya AB gibi ülke grupları birtakım ara önlemleri uygulamaya koyabilecek. ICAO ülkeleri,  2020 yılına kadar verimliliği yılda yüzde 2 oranında iyileştirmeyi amaçlayan bazı niyet bildirimlerini de onayladı. Bu tür önlemlerin gerçekleşmesi  sonucunda söz konusu sektör daha iyi bir yola girmiş olacak.

Bir taraftan yüksek maliyetlerle mücadele edilirken, ileri biyoyakıtlar alanında ilk ticari ölçekli projelere umut bağlanmış durumda. 2013 yılında ABD ve Avrupa’da iki ticari ölçekli biyoyakıt üretim tesisi işletmeye açıldı. 2014 yılında birçok ticari ünitenin de programda olduğu düşünülürse,  bu gelişme söz konusu teknolojinin ticari ölçekte kendini kanıtlaması ve sonraki tesisler için maliyetleri aşağıya çekecek bir deneyimin kazanılmasına yardımcı olacak.

Sanayi kesimi ile hükümetler arasında derinleşen diyalog, özellikle Avrupa’da aşama kaydetmekte.  2013 yılında sanayi politikalarında sınırlı bir değişim gözlenmekle birlikte, enerji yönetim sistemleri ve programları politik açıdan giderek artan düzeyde ilgi çekmeye başladı.  Çin’deki büyük enerji tüketicileri için getirilen yeni önlemler bunun en önemli örnekleri durumunda. Avrupa’daki demir-çelik, kimyasallar, kağıt sektörlerindeki birlikler de, AB bünyesindeki politik yetkililerle diyaloga girerek kendi sektörlerinde sürdürülebilir kalkınma konusunda uzun erimli yol haritaları geliştirdiler.

2 DS[i] hedeflerini yakalayabilmek için sanayi sektörü 2025 yılına kadar enerji kullanımını yüzde 11 ve doğrudan CO2 emisyonlarını yüzde 14 oranında azaltmak durumunda.  Mevcut tesislerin yüksek ekonomik maliyetleri nedeniyle ekipmanların yenilenmesi yavaş ilerliyor. UEA analizleri mümkün olan en iyi teknolojilerin (Best available technologies/BAT) kullanılması yoluyla, teknik olarak demir-çelik, kimyasallar, çimento, kağıt ve alüminyum endüstrisindeki enerji tüketiminin yüzde 11-26 aralığında azaltılabileceğini gösteriyor. Adı geçen enerji yoğun sanayi dallarında son zamanlarda önemli bir teknolojik gelişme ortaya çıkmadığı için bu husus özellikle önem kazanıyor; gelecekte ortaya çıkabilecek teknolojik yenilikler ve onların ticari aşamaya ulaşmasına kadar önemli bir zaman ve yatırım gerekiyor. Bu durumda sanayinin hedeflerine ulaşabilmesi için hem BAT uygulamaları hem de yeni teknolojilerin geliştirilmesi gerekli görünüyor.

Dünyanın yükselmekte ve gelişmekte olan ekonomilerinde yeni binaların enerji performansına daha fazla öncelik verilmesi gerekiyor. Halen mevcut olan maliyet etkin önlemlerin uygulanması için çabalar artmakla birlikte hala yeterli düzeyde değil. Bazı Avrupa ülkeleri 2020 yılı için yeni konut inşatlarında sıfır-enerji hedefleri koymuş durumda. ABD son zamanlarda gündüz aydınlatması ve otomatik aydınlatmanın kontrolü için en sıkı enerji tasarruflu bina düzenlemesini kabul etti. Yükselmekte ve gelişmekte olan piyasalarda da ileri inşaat teknolojileri ve malzemelerinin uyarlanması ve kullanılması son derece lüzumlu görünüyor.

Cihazlar, aydınlatma ve ekipmanların verimlilik standartları ve etiketleme daha da iyileştirilmeli. Gelişmiş ürünlerin promosyonunu yapan verimlilik politikaları geniş ölçüde sergilenmekte. Yeni Zelanda’nın bu alandaki programı sonucunda 2012 yılında enerji tasarrufu yüzde 4 seviyesine ulaştı. Bu programların kaynaklarını arttırmak yoluyla söz konusu cihaz ve ekipmanların piyasaya daha fazla girmesi sağlanabilir. 24.07/2014

[1]  2DS ( 2⁰C Senaryosu) UEA’nın “Enerji Teknolojileri Perspektifleri” adlı yayınında öngörülen iklim senaryoları arasında yer almaktadır. Bu senaryo, ortalama küresel sıcaklığı 2⁰ C ile sınırlandırmayı, 2050 yılına kadar enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarını (salımlarını) 2011 yılına kıyasla yüzde 50’den fazla azaltmayı ve daha sonraki yıllarda da bu azalmanın sürmesini hedefleyen bir senaryodur.