FUKUŞİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN ALTI YIL SONRA…

 

 Fukuşima nükleer felaketinden altı yıl sonra Japonya olayın toplumsal, ekonomik, teknik ve radyasyon güvenliği ile ilgili devasa sorunlarıyla uğraşmaya devam ediyor.

11 Mart 2011 yılında Japonya’da Fukuşima Daiichi nükleer santralında meydana gelen nükleer felaketin üzerinden altı yıl geçti. Tahmin edileceği üzere, nükleer felaketin etkileri hala sürüyor ve santralın söküm işlemlerinde çok önemli teknik sorunlarla karşılaşılıyor. Aşağıda dikkati çeken yönleriyle aktarmaya çalıştığımız iki makalede nükleer felaketin bazı sonuçlarına ışık tutuluyor.

Scientific American sitesinde 15 Mart 2017 tarihinde yer verilen makalede Fukuşima nükleer felaketinin Japonya’ nın nükleer enerji politikalarında oluşturduğu belirsizliğe ve Japon toplumu üzerindeki etkilerine değiniliyor. (Nagazaki Üniversitesi’nde Nükleer Silahların Bertarafı için Araştırma Merkezi’nde profesör ve yönetici olan Tatsujiro Suzuki tarafından yazılan makalenin orijinalinin, 9 Mart 2017 tarihinde The Conversation sitesinde yayımlandığı belirtiliyor.)

Verilen bilgilere göre, nükleer felaket sonrasında bölgeden boşaltılan 100 bin kişinin, hükümetin “bazı boşaltma bölgelerinin artık güvenli olduğuna” ilişkin açıklamalarına rağmen ancak yüzde 13’ü evlerine geri döndü. Japon halkı nükleer güvenlikle ilgili düzenlemelere yönelik inancını kaybetmiş durumda. Buna karşılık hükümet tarafından, enerji arzında nükleer enerjinin hala bir yeri olduğu düşünülüyor.

Japonya’da nükleer santralların durumu

Makalede, 19 bin kişinin yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan deprem ve tsunami Japonya’yı vurduğunda Japonya’nın, 54 nükleer reaktör ile elektrik arzının üçte birini karşılamakta olduğu belirtiliyor. Fukuşima’daki olaydan sonra Japonya 50 nükleer reaktörünü tek tek kapattı. 2012 yılında o zamanki Başbakan tarafından, mevcut santralların lisanslı işletme süresini tamamlamasından sonra Japonya’da tüm nükleer gücün 2040 yılına kadar aşamalı olarak devre dışı bırakılacağı açıklanmıştı. Ancak şimdiki durumda yetkililerce Japonya’nın nükleer enerji olmaksızın yapamayacağı belirtilmekte… Japonya Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından 2012 yılında oluşturulan yeni standartlar doğrultusunda üç reaktör yeniden işletmeye alındı. Biri, yurttaş gruplarının yasal mücadelesi sonucunda yeniden durduruldu. Ancak 21 reaktör için yeniden devreye alma girişiminin inceleme altında olduğu bildiriliyor.

Japonya’da 2014 Nisan’ında yayımlanan Fukuşima sonrası Stratejik Enerji Planında bazı nükleer tesislerin baz yük santralı olarak tutulması öneriliyor, ayrıca Plan yeni nükleer santralların yapılmasını da göz ardı etmiyordu. Ulusal enerji politikalarından sorumlu olan Ekonomi, Ticaret ve sanayi Bakanlığı (METI), 2015 yılında Japonya’nın elektrik üretiminin yüzde 20-22’sinin nükleer enerjiden elde edilmesini öneren uzun vadeli bir plan hazırladı. Buna karşılık enerji verimliliği ve enerji tasarrufu uygulamalarındaki ilerlemelerle elektrik talebi 2011 yılından beri düşmekte ve nükleer reaktörlerin devre dışı bırakılmasına rağmen bir elektrik kısıtlaması yaşanmamakta. 2012 ve2013 ‘de elektrik fiyatları yüzde 20’den fazla artmakla birlikte, daha sonra tüketicilerin fosil yakıt kullanmayı azaltmasına bağlı olarak stabilize oldu ve kısmi bir düşüş görüldü.

Kamuoyunun güveni yok

Yazıda, Hükümetin, karar vericilerin ve nükleer sektörün karşı karşıya kaldığı en önemli mesele olarak, Fukuşima santralında yaşananlardan altı yıl sonra kamuoyunun güveninin hala düşük olmasına işaret ediliyor.

2015 yılında nükleer yanlısı Japon Atom Enerjisi İlişkileri Örgütü tarafından düzenlenen bir araştırmada yanıtlayanların yüzde 47,9’u nükleer enerjinin süreç içinde tamamen terk edilmesini, yüzde 14,9’u ise derhal durdurulması gerektiğini belirtti. Sadece yüzde 10,1’lik kesim nükleer enerji kullanımının sürdürülmesini, yüzde 1,7’lik kesim ise arttırılması gerektiğini söyledi.

2016 yılında bir gazete tarafından yapılan araştırmada ise daha da olumsuz sonuçlar çıktı. Yeniden düzenlenen kurallara ve standartlara rağmen yüzde 57’lik bir oranda mevcut nükleer santralların tekrar devreye alınmasına karşı çıkıldı. Yüzde 73’lük kesim nükleer santralların aşamalı olarak durdurulmasını, yüzde 14’lük kesim ise derhal durdurulmasını destekledi.

FUKUŞİMA’nın maliyetlerini kim ödeyecek?

METI, Fukuşima’da meydana gelen hasarın toplam maliyetinin 22 trilyon yen, başka bir deyişle 188 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ediyor. Bu rakam, daha önceki tahminlerin yaklaşık iki katı büyüklüğünde ve Japonya’nın yıllık bütçesinin beşte birine denk geliyor. Bu maliyetin yüzde 40’ının hasar gören nükleer reaktörlerin sökülmesi için harcanacağı öngörülüyor. Diğer bir yüzde 40 tazminatlar için ve kalan miktar da etkilenen alanların dekontamine edilmesine yönelik olarak düşünülüyor.

Kaza sonrasında yürürlüğe giren bir uygulama ile, santralı işleten TEPCO firmasının hükümet tarafından sağlanan bazı finansman kolaylıklarıyla temizleme masraflarını karşılaması bekleniyordu. Ancak maliyet tahminleri yükseldikçe, bu kez TEPCO’nun masrafların yüzde 70’ini karşılaması, kalan yüzde 20’ye diğer elektrik firmalarının katkı koyması ve yüzde 10’un da hükümet -yani vergi ödeyenler tarafından karşılanması gündeme geldi.

Bu karar gerek tüketiciler gerekse uzmanlar tarafından eleştiriyle karşılandı. Aralık 2016’da iş dünyası ile ilgili haberlere yer veren bir gazetenin yaptığı ankette cevap verenlerin üçte biri (ki bu cevap verenler arasında en büyük oranı temsil ediyordu) TEPCO’nun tüm masrafları karşılaması ve elektrik fiyatlarına hiçbir ek ücret yüklenmemesi gerektiğini belirtti. Daha şeffaf bir yaklaşım ve hesap verme zorunluluğu olmaz ise hükümetin kamuoyunu ikna etmekte güçlük çekeceği belirtiliyor.

Nükleerle ilgili diğer sorunlar: Kullanılmış yakıt ve ayrıştırılmış plutonyum

Japon nükleer işletmecileri ve hükümet giderek artan miktardaki radyoaktif kullanılmış yakıt ve nükleer silah yapımında kullanılmaya müsait plutonyum konusunu güvenli bir şekilde nasıl yöneteceğine dair sorunlarla karşı karşıya. 2016 yılının sonunda Japonya’nın 14 bin tonluk kullanılmış nükleer yakıtı nükleer santrallarda tutuluyor ve santral sahalarındaki depolama kapasitelerinin yaklaşık yüzde 70’ini doldurmuş durumda. Kullanılmış yakıtın içindeki plutonyum ve uranyumu geri kazanmak için politikalar olmakla birlikte tek yeniden işleme tesisinin kapasitesi hemen hemen tamamen dolu, bir ara depolama tesisi de henüz işletmeye alınmamış halde.

Tek seçenek, “dry cask storage” olarak adlandırılan, özel olarak tasarlanmış, sızdırmazlığı sağlanmış büyük varil tipi konteynerlerde yakıt çubuklarını depolamak. Ancak bu tür depolama Japonya’daki bazı nükleer tesis sahalarında bulunuyor. Diğer yandan Japonya’nın 48 ton ayrıştırılmış plutonyumu var; bunun 10.8 tonu Japonya’da, 37.1 tonu ise Fransa ve İngiltere’de depolanmakta. Sadece bir ton plutonyum ile 120’den fazla nükleer silah üretmek mümkün. Bazı ülkeler, örneğin Çin Japonya’nın plutonyum üretmesinden kaygı duyuyor. Japonya’nın mevcut durumda plutonyumu ayırmakta ısrarlı olmasının bölgedeki gerilimi arttıracağı ve rasyonel bir politika olmayacağı düşünülüyor.

Makalede, sonuç olarak Japonya’nın nükleer politikasının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmekte…

TEPCO’nun tahminleri gerçekçi mi?

The Guardian sitesine 9 Mart 2017 tarihinde giren habere göre tesisin temizlenmesinin 30-40 yıl alacağı tahmin ediliyor. Bu süreçte kullanılan yöntemler de başarısızlığa uğrayabiliyor. Örneğin, nükleer yakıtın eridiği reaktörlerdeki yakıtın durumu hakkında bilgi almak üzere geliştirilen, üzerinde kamera bulunan robot “scorpion” reaktörün basınçlı kabının alt kısmındaki yakıt yığınlarında işlemez hale geldi ve 10 saat olarak planlanan işlem 2 saat sonra başarısızlığa uğradı. Robotun kullanılamaz hale gelmesinden önce 2 no.lu reaktörde saptanan radyasyon seviyesi saatte 250 sievert idi. Daha önce uzaktan kontrollü bir kamera ile kullanılan bir probe aynı yerde saatte 650 sievert’i de (Bir insanı bir dakika içinde öldürebilecek bir değer) göstermişti.

Bu arada radyasyon seviyesi 2 no.lu reaktöre göre daha yüksek olan 1 ve 3 no.lu reaktörlerde araştırma hemen hemen hiç başlamamış durumda. Fukuşima Daiichi nükleer reaktörlerinde erimiş yakıtın nasıl çıkarılacağına karar vermeden önce yeniden bir probe gönderilmesi düşünülüyor. Ancak bu zorluklara rağmen TEPCO firması, resmi yetkililerle görüşerek yakıtın çıkarılmasına 2021 yılında başlanacağını belirtiyor.

Buna karşılık Greenpeace Almanya’dan bir nükleer uzmanı, tesiste karşılaşılan zorlukların “eşi benzeri görülmemiş ve aklın alamayacağı durumda” olduğunu ve söküm için verilen bu takvimin “gerçekçi ve inandırıcı olmadığını” belirtiyor. “Yeri ve koşullarını gerçek durumuyla kavramadıkları yüzlerce tonluk erimiş yakıtın çıkarılması konusunda verdikleri program gerçekliğe ve geçerli bir bilim ve mühendislik zeminine değil, Başbakan Abe ve nükleer sektörün takvimine dayanmaktadır” diyor. Hatta Japon nükleer düzenleme kurumu başkanı da TEPCO’nun bu iyimser tahminlerine katılmıyor ve şu anda hala karanlıkta olduklarını belirtiyor.

Durum kontrol altında değil

Yazıda, geçen altı yılda bazı ilerlemelerin sağlandığı belirtiliyor: Hasarlı reaktör binaları takviye edilmiş, 4 no.lu reaktörde bir depolama havuzundan 1300’ den fazla kullanılmış yakıt demetleri güvenli şekilde çıkarılmış, yağmur suyunun girişini engellemek için zemin özel bir örtü ile kaplanmış, daha önce tesise girmeden önce koruyucu bir tertibat ve giysi giyen çalışanlar tesisin muhtelif bölgelerinde şimdi daha hafif giysiler ve sadece cerrahların kullandığı maskelerle dolaşıyor. Binlerce sözleşmeli dahil, 6 bin çalışan şimdi sıcak yemek yiyebiliyor ve çalışmaya ara verip 2015 yılında açılan konuk evinde dinlenebiliyor.

Ancak bunlar devasa sorunların varlığını ortadan kaldırmıyor. Örneğin kıyıdan uzak iç kısımlara doğru göze çarpan sıra sıra çelik tanklar başka bir büyük sorunu, kontamine su sorununu akla getiriyor. Tanklarda şimdilik 900 bin ton su depolanıyor; bunun kısa sürede 1 milyon tona çıkması bekleniyor. Daha önce gündeme gelen, 30 m derinliğe kadar toprağın dondurulmasıyla yeraltı suyunun reaktörlerin zeminine girmesini ve radyoaktif soğutma suyuyla karışmasını engelleyecek sistem için 24,5 milyar yen harcandığı, ancak su sızdırmazlığının tam sağlanamadığı, her gün 150 ton suyun reaktör temellerine sızmaya devam ettiği belirtiliyor. TEPCO yetkilisi yeraltı suyunun akışını günde 100 tona indireceklerini ve sahadaki tüm kontamine suyu 2020 yılına kadar bertaraf edeceklerini belirtiyor.

2020 yılında Tokyo’da yapılacak olimpiyatlar için Japonya Başbakanı Abe’nin “Her şeyin kontrol altında olduğunu” söylemesine karşılık, bu görüşü paylaşmayanlar çok. Bu konuda eski Başbakan Junichiro Koizumi mevcut Başbakanı yalancılıkla suçluyor. Daha önce Babcock-Hitachi firmasında çalışan nükleer mühendis ve Japon Parlamentosu’nda TEPCO soruşturmasını yapan komitenin üyesi Mitsuhiko Tanaka, hükümetin nükleer santralların yeniden işletmeye alınması için kamuoyunu ikna etmek amacıyla söküm işlerinde karşılaşılan zorluklar konusunda gerçeklerin üzerini kapattığını belirtiyor. Ayrıca, Hükümetin Japonya dışında dile getirdiği “Her şey kontrol altında” söylemini Japonya’da söyleyemediğini, zira ülke içinde herkesin “durumun kontrol altında olmadığını” görebileceğini ekliyor.

Bu arada, 17 Mart 2017 tarihinde ilk kez bir Japon mahkemesinin yaşanan felakette santral işletmecisi firmanın yanı sıra hükümetin de gerekli önlemleri almadığı ve ihmali olduğuna dair bir karar verdiğine ilişkin haber yayın organlarında yer aldı.

Bilindiği gibi, ülkemizde Akkuyu’da nükleer santral yapımına girişilmiş durumda ve elektrik enerjisi arzında nükleer enerjinin payının artması hedefleniyor. Bu durumda, bizler açısından, nükleer enerjinin herhangi bir enerji kaynağı gibi ele alınmayacağını, öngörülemeyen sonuçları ve toplumsal maliyetleri olduğunu, ekonomik maliyetlerin de şu veya bu şekilde topluma ödetileceğini ve genellikle nükleer santralla ilgili konuların şeffaflık içinde değil, gizlilik ve kapalılık ile birlikte yürütüldüğünü bir kez daha görmek önem kazanıyor.

 

https://www.scientificamerican.com/article/6-years-after-fukushima-japan...

https://www.theguardian.com/world/2017/mar/09/fukushima-nuclear-cleanup-...

http://www.atimes.com/article/japan-court-shocks-nuclear-industry-liabil...

Foto: http://www.irishmirror.ie/news/world-news/fukushima-robots-die-radiation... (Reuters)  

 

                                                                                                                                                        Mart 2017