Daha sağlıklı daha ekonomik binalarda yaşam

Osman Arolat 7.11.2013, dünya

Anadolu gezilerimden birinde, bundan on yıl önce, tuğla-kiremit ve dış kaplam üreten bir iş adamının fabrikasını geziyordum. İşyerinin patronu, coşkulu bir şekilde evlerde dış yalıtım ile ısı kaybının büyük oranda önlenebileceğini ve ülkenin enerji maliyetinin düşebileceğini anlatmıştı. Ardından da “Bu konuda Türkiye bir proje geliştirebilirse AB’den önemli büyüklükte fon alıp, kredi olarak firmalara kullandırabilir” demişti.


Arkadaşımız İbrahim Ekinci’nin haberinde yalıtım ve mantolama sektörünün son on yılda her yıl yüzde 20-25 büyüyerek, 350 milyon dolar büyüklüğünde 5 milyar dolar büyüklüğe ulaştığı bilgisini görünce bu eski sohbeti hatırladım. Haberde İZODER başkanı Ferdi Erdoğan’ın kentsel dönüşümle birlikte sektör büyüklüğünün 50 milyar dolara büyüyebileceği tahmini de yer alıyordu.

Gerçekten de bizim konutlarımız son yıllara kadar sağlıklı ve daha ekonomik yaşam sunacak şekilde dizayn edilmiyordu.

Sektör temsilcileri yalıtımı doğru olan binalarda ısıtma ve soğutma faturalarının yüzde 30 ile yüzde 50 arasında azalabileceğini belirtiyorlar. 2012 yılında sertifika zorunluluğunun geldiğini açıklayarak, bütün binaların yalıtımlı hale gelmesi ile yılda 10 milyar tasarruf sağlanabileceğinin altını çizip, 2023 yılına kadar 100 milyar tasarruf sağlanabileceğini iddia ediyorlar.

Ferdi Erdoğan, enerji kimlik belgesi verilirken binaların A,B,C diye kodlanacağını, buna karşılık ülkemizde binaların büyük çoğunluğunun daha alt standartta D,E,F hatta G kodu seviyesinde olduğunu, devlet binalarının bile istenen uygunlukta olmadığını belirtiyor. Yalıtımla ev sıcaklıklarının 22-23 derecede sabitlenmesiyle önemli tasarruf sağlanacağını öne sürüyor. Bina yalıtım konusunun teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Yalıtımlı binaların emlak vergisinden KDV’den muaf olması gerekir. Şekerbank bu konuda bir kredi geliştirdi. Sonra başka bankalar da bunu yaptılar. Tüketici yalıtımla yaptırdığı tasarrufla aldığı krediyi ödeyebilmeli. Vade 5-10 yıl olabilmeli” görüşünü dile getiriyor.

Görüldüğü kadarıyla bir yandan yeni yapılan binaların daha sağlıklı ve ekonomik olması, kentsel dönüşümle belli bölgelerdeki binaların yenilenebilmesi ve mevcut binaların yalıtım için mantolanması, yalıtım mantolama sektörüne son yıllarda kattığı büyüme ivmesini,  önümüzdeki dönemde de hızla büyüterek devam ettirecek gibi görülüyor.

Bunun için bir yandan kamu otoritesinin, bir yandan belediyelerin yasal düzenlemeleri ve denetimi geliştirmeleri gerekiyor. Bir yandan üretici firmaların daha iyi sonuç verecek yalıtım malzemelerinin üretimi için çalışmaları önem taşıyor. Bir yandan da hem AB fonları gibi fonların devreye sokulabilmesi çalışmaları, bankaların bu alanda kredi portföylerini geliştirme çalışmalarının yapılması da gerekiyor. Bunların yapılması sonucunda daha sağlıklı ve daha ekonomik imkanlı  binalarda yaşayabilmemiz görülüyor.