Sanayimiz depreme hazır mı?

“İstanbul tüm Türkiye’yi doyurmaktadır ama İstanbul’un başına büyük bir afet gelirse; tüm Türkiye küçücük bir İstanbul’u doyurabilecek midir?”


Deprem; yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Ülkemiz dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp/Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alır ve Ülkemizin yüz ölçümünün %42’si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. Türkiye’de bilinen en eski deprem 115 yılında meydana gelen Antakya Depremi olup, çok kişi bu depremde (tahminen 260 bin kişi) ölmüştür. Öyle ki bu deprem, “Küçük Kıyamet” diye anılan 1509 büyük İstanbul Depremi’nden bile daha şiddetli olmuştur. Bu makalemde, Marmara Bölgesi’nde oluşacak bir depremin sanayimize olabilecek etkilerini kısaca aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle ülkemizin demografik yapısına bakacak olursak: Ülkemizin toplam yüzölçümü 783 bin 562 km2’dir. Aynı zamanda 2015 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’nin toplam nüfusu 78.7 milyondur. Marmara Bölgesi’nde yer alan İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova ve Tekirdağ’ın toplam nüfusu ise 21.4 milyondur. Kısacası toplam nüfusun yaklaşık %27’si bu 6 şehrimizde yer almaktadır. Diğer taraftan bu 6 ilimizin yüz ölçümü bakımından payı sadece %4’tür. Özetlemek gerekirse, Türkiye’nin 1/4’ünden daha fazla bir nüfus, ülkenin sadece 1/20’si kadar bir alanda yaşamaya çalışmaktadır.

Yine 2015 Yılı’na ait İSO ilk ve ikinci 500 listelerini incelediğimizde özet olarak aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır.

İSO verilerine göre ilk 1.000 firmanın %52’si bu altı ilimizde yer almaktadır. Üretimden satış cirolarına baktığımızda ise bu oran %62’ye çıkmaktadır. Yani, toplam üretimin %62’si, Ülkemizin sadece %4’ü kadar bir alanda yapılmaktadır.

Bu tabloları sadece İstanbul için özetleyecek olursak; İstanbul Türkiye’nin %0,7’si kadar bir alana sahip iken, nüfusun neredeyse 1/5’i bu şehirdedir. Üretim payında ise bu rakam %43’e ulaşmaktadır. Ayrıca bu veriler, resmi olan verilerdir, ikamet kaydı başka şehirde olan ancak İstanbul’da çalışanlar ile turistler / mülteciler bu sayıya dahil değildir. Keza İSO listelerinde başka şehirlerde yer alan firmaların önemli bir çoğunluğunun İstanbul’da irtibat bürosu ve/veya yönetim merkezleri bulunmaktadır. (Diğer taraftan İstanbul’da merkezi olan ancak başka illerde üretim yapan firmalar da vardır ancak değerlemeler İSO listeleri baz alınarak hazırlanmıştır.) Görüleceği üzere koskoca memleketin sanayisi, üç tarafı denizlerle çevrili küçücük bir ilimize sığdırılmış olup, bu durumun da çok büyük sakıncalarının olduğu gün gibi aşikardır.

Deprem ülkemizde çok tartışıldı ve umarız hiçbir zaman böyle bir afet olmaz! Velev ki Marmara’da böyle bir durumla karşılaşırsak,

• Fabrikaların risk haritası çıkarılmış mıdır? Eğer böyle bir çalışma varsa bu risklerin dağılımı nasıldır?

• Deprem sonrası bu fabrikalara ne zaman ve nasıl ulaşılacaktır? Olası yağma olaylarına karşı müdahale planları var mıdır?

• Afet sonrası, firmaların bu gibi durumlara müdahale için yeterli teknik ekip ve donanımları var mıdır?

• Üretim durması ne kadar süre olacaktır ve nasıl telafi edilecektir?

• İşgücü kayıpları ne ölçüde olacaktır ve nasıl telafi edilecektir?

• Bu fabrikalarda üretilen yakıt, ilaç, gıda… vb. gibi stratejik öneme haiz ürünlerin üretimi uzun süreler aksarsa ne yapılabilir?

• Ülkemizin en nitelikli işgücünün burada olması sebebiyle, bu işgücünün bir kısmının vefat etmesi halinde, yerlerine kalifiye elemanlar nasıl temin edilecektir?

• Başka bir deprem olmasından korkan ve yurtdışında iş bulma kabiliyeti olan nitelikli çalışanların, ülkemizi terk etmesi halinde, bu beyin göçü nasıl telafi edilecektir?

• Keza deprem korkusu sebebiyle Marmara’da kalmak istemeyen vatandaşlarımız, diğer illerimizde yaşamak isterse, iş bulabilecek midir?

• Deprem sonrası işsizlik oranlarının hangi seviyeye çıkması beklenmektedir?

• Üretimin durması sebebiyle, finans sıkıntısı çeken firmaların maaş ödeyemeyecek duruma gelmesi halinde ne yapılacaktır? Burada çalışan ve banka / kredi / kart borcu olan çalışanların işlerini kaybetmeleri halinde ne yapılması planlanmaktadır?

• Ülkemizin kalkınmasını sağlayacak yeni projelerin, yine İstanbul ve çevresine yapılmaya çalışılması, bu çarpık durumu daha da vahim boyutlara taşımaktadır. Bunun önüne geçmek için bir master plan yapılmış mıdır?

Yukarıdaki maddelerde de görüleceği üzere, ülkemiz sanayisi açısından oldukça karamsar bir tablo ortaya çıkmaktadır. Ezcümle, belli ki küçücük İstanbul tüm Türkiye’yi doyurmaktadır ama İstanbul’un başına büyük bir afet gelirse; tüm Türkiye küçücük bir İstanbul’u doyurabilecek midir?

AHMET BALCI -SGK eski BaşmüfettişiSerbest Muhasebeci Mali Müşavir