Muhalifliğe muhalefet; Kanal istemiyoruz diyenlere

İstanbul kanalı 2 adet PETKİM ediyor. İki PETKİM 3-4 yıl sonra  4,2 milyar dolar ciro,6.000 nitelikli işgücü istihdamı demek


İktidar olmak,  bugün ve özellikle gelecek için karar verme ve uygulama gücüdür. Bunun için siyaset yapılır, siyasi örgütlenmelere gidilir.  İktidar sonsuz siyasal güç olmadığı gibi sonsuz kaynak da değildir. İktidarın kararları toplumun kabulü yanında kıt maddi kaynakların rasyonel ve hakkaniyetle kullanılmasını gerektirir.

İktidarın kimleri desteklediği de işte bu kıt kaynakların dağıtımında ortaya çıkar. Ya toplumun en muhtaç kesimlerine ve geleceğine yönelik yatırımlarla ya da günlük çıkarlar ve belirli çevreler için bu kaynaklar kullanılır.

Genellikle iktidarlar aldıkları yatırım kararlarına karşı çıkanlara şu sözlerle hitap ederler; “Sadece muhalefet ediyorsunuz bir şey önermiyorsunuz. Memlekete bir şey yapılmasını istemiyorsunuz”

Bu yüzden bizde, gündemdeki kanal İstanbul (İSTANBUL KANALI) projesi üzerinden muhalif olmayan bir muhalif değerlendirmesi yapacağız.

1-“İSTANBUL KANALI” yatırım tutarı nedir?

Haritalardan ve çizimlerden gördüğümüze göre Karadeniz’den Marmara ya ulaşan bir kanal açılması düşünülmektedir. Anlatıldığına göre ise bu kanal sayesinde İstanbul kaza riskinden arındırılmış olacak ve şimdiye kadar Boğaz’dan ücretsiz geçen gemiler daha cazip olacağı için bu kanaldan geçmeyi tercih edecekler. Tercih paralı olacağı için de memleketimiz sonsuza kadar gelire kavuşacak.

Bu yatırımın tutarı ne kadar diye sorulduğunda hazırlatılan ÇED raporunda 75 milyar TL denirken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2018 yılında hazırladığı raporda bunun 20 milyar dolar (o yılın ortalama kuruna göre 96,2 milyar TL, günümüz kur değeri ile 119 milyar TL) olduğu belirtiliyor. Daha işin başında en önemli husus da, yatırım tutarı konusunda proje bizi şaşırtıyor. Şimdi biz hangisine inanacağız? Özel bir şirketin saptadığı rakama mı, yoksa Bakanlığa mı?

İş hayatımızdaki tecrübelerimiz ve yaşadıklarımız,  herhangi bir firmanın bu tür hesaplarının da Devletin tahminlerinin de doğru çıkmadığını, projelerin öngörülenden çok daha yüksek maliyetlerle tamamlandığını bizlere öğretti. Yine de biz 20 milyar doları aklımızda tutalım. Çünkü yazının sonraki bölümlerinde bu rakama göndermede bulunacağız.

 Bu kanalla ilgili bazı diğer bilgileri de sıralayalım. Hepsi resmi ve basına düşen bilgilerden;

2-Kanalın yapım süresi ÇED raporuna göre 7 yıl olacak. Bu sürenin azalması, finansman kaynağının hazır olmasına, yapım sürecinde hiçbir olumsuz koşulun yaşanmamasına bağlı. Anlaşılan o ki Proje bir sonraki Cumhurbaşkanlığı görev süresi sonuna yetiştirilmek istenmiş.

3-Kanal inşaatı süresince 10.000 kişinin çalışacağı düşünülmüş. Açıldıktan sonra ise işletmede çalışacak kişi sayısının 500-800 kişi olduğu açıklanmış.

4-Boğazdan geçecek tanker sayısı önümüzdeki yıllarda giderek artacak ve bu da İstanbul’un güvenliğini tehlikeye sokacak varsayımında bulunulmuş. Bugün 50 bin adetlik gemi geçişinin(bu rakamın da doğru olmadığı kayıtlarda) 2070 de 86 bin olacağı üzerinden projenin ekonomik değerlendirmesi yapılmış.

Bu iki nokta tamamen yanlış bir varsayım

İlki 2007 yılında boğazdan transit petrol ve doğalgaz taşıma miktarı günlük 2,7 milyon varilken bu değer 2016 da 2,4 milyon varile düşmüş.(http://ordaf.org/ortadogunun-petrol-transit-gecis-noktalari/. Yine tanker sayısı 2006 yılına göre 2017 yılında yüzde 13 azalmış.( http://ordaf.org/ortadogunun-petrol-transit-gecis-noktalari/)

TPAO raporunda ise, 2004 yılında miktarın 3,4milyon varil/gün iken 2016 yılında 1 milyon varil azalarak 2,4 milyon varile gerilemesinin nedenin “Rusya’nın ticareti Baltık kıyılarına kaydırması” olduğu değerlendirmesi yer alıyor.

İkincisi ise bu taşımacılığın geleceği yani petrol ve LNG ticaretinin geleceği;

Bunun için elimizde bazı veriler var. İlki çevre kaygıları nedeniyle karbon salan enerji kaynaklarının giderek kullanılmayacağı ve yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının yer alacağının genel kabul görmüş olması. Amerikan Petrol Enstitüsü ise petrol arzının 2.057 yılında sonlanacağını raporluyor. Petrole talebin giderek azalacağı en fazla 30 yıl daha sahnede kalacağı belirtiliyor. Yani 2040’larda boğazlardan geçecek petrol tankeri sayısını parmaklarımızla sayacağız.

Gelecek yıllarda kullanımının artacağı bilinen ve deniz trafiği için önemli diğer yakıt ise LNG. Boğaz trafiği için LNG kullanabilecek  ülke sayısı üç. Ukrayna,  Romanya ve Bulgaristan. Bu ülkeler içinde LNG depolama tesisi kurmaya çabalamış olan tek ülke ise Ukrayna. O da bu yatırımı rafa kaldırmış durumda. Anlaşılacağı üzere gelecek yıllarda Boğaz trafiğini artıracak bir LNG olgusundan söz etmek mümkün değil.

Sonuç olarak Boğazlar üzerinden tehlikeli madde taşımacılığının önümüzdeki yıllarda artmasını öngörmek oldukça iyimser bir tahmin.

Ticari mal taşımasının artacağı ise bir başka varsayım olabilir. Bu ise ÇİN’in İpek yolu projesi ile çürütülebilecek bir varsayımdır. On günde Rusya Federasyonu’na ,2 haftada Avrupa’ya ulaşılacak bir taşıma alternatifinden söz ediyoruz.

5-Kanalın getirisi nedir.

Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan 16 Kasım 2019’da Hürriyet gazetesine “Bu projeden yılda 1 milyar dolar gelir beklenmektedir” demiş. Bakanın bu deyişine rağmen iktidar yanlısı basın getirinin yıllık 8 milyar dolar değerinde olacağını anlatıyor. Bire sekiz rakamının absürtlüğü bir yana bu değerlendirme her şey den önce hükümetin bakanı tarafından yalanlanmış durumda.

Sekiz milyar rakamı gemi trafiğinin artacağı varsayımı yanında gemi başına “180 bin dolar” geçiş ücreti ödenmesi gerektiren uçuk bir hesaba dayanıyor.

Bizim değerlendirmemiz ise boğazları yabancı gemi geçişine kapatsanız dahi yukarıdaki rakamlara ulaşılamayacağı yönündedir Bununla birlikte hesaplama yapabilmek için şimdilik Bakan’ın açıklamasını doğru kabul edeceğiz.

6-Diğer maddi katkıları

*Bakan Kurum tarafından açıklandığına göre kanalın çevresinde kurulacak şehrin nüfusu 500 bin olacak. Bu şehir için yapılacak binalar, yollar, altyapı, diğer kent yatırımlarının inşaat süresince büyük bir devinime neden olacağı açıktır. Yeni inşaatların ticareti artırması ve dolayısıyla inşaat malzemeleri üretimine, yeni işgücü istihdamına olumlu etkileri olacaktır. Ancak bu katkılar şehrin inşa süresi ile, belki de kanalın yapım süresi ile kısıtlı kalacaktır.

*Kurulacak şehrin hizmet sektörünün gelişmesini de tetikleyeceği, bu alanda kalıcı bir istihdam yaratacağı anlaşılır bir durumdur. Ancak hizmet sektörünün ülke geleceğine katkısı ne olabilir diye düşünmek gerekir.

Muhalefete muhaliflik: Birden fazla PETKİM kuralım.

Şimdi kanal projesine olumsuz bakan ve iktidarların tanımıyla” her şeye hayır “ diyen muhalif olmak yerine iktidarın istediği gibi davranıp, niye birden fazla PETKİM istediğimizi açıklamaya sıra geldi. PETKİM üzerinden açıklama yapmak istememizin nedeni ise mesleğimizin kimya mühendisi olması.

Bir başka neden ise PETKİM’in petrokimyasal hammadde ihtiyacımızın ancak yüzde 15-20’sini karşılayabilmesi. Yani PETKİM’lere ihtiyacımız ayan beyan ortada.

 Nitekim PETKİM gibi 4-5 tesise ihtiyaç olduğunu sadece hükümet yetkililerinden değil,  son ürün imalatçılarından, hatta bizzat SOCAR tarafından ifade edilmektedir.

Adım adım ilerleyerek, talebimizin ne kadar yerinde olduğunu somutlaştıralım:

PETKİM’in değeri nedir?

PETKİM ülkemizin tek petrokimya tesisi. Adeta göz bebeği. Bu göz bebek parça parça satıldı. Satın alan Azeri Devlet şirketi, 2007 yılında tesisin yüzde 51 hissesi için 2,04 milyar dolar önerdi ve en büyük hissedarı oldu. Günümüzde ise tek sahibi.

Bu veriden yola çıkarsak PETKİM’in değeri için kabaca 4 milyar dolar diyebiliriz.

Günümüzde ise bir petrokimya kompleksini ortaya çıkarmak için yine kabaca 10 milyar dolarlık yatırım yapmak gerektiğini söyleyebiliriz.( örnek bilgi için çok yakın geçmişte Rusya’nın dünyanın en büyük petrokimya tesisi yatırımı için altına imza attığı sözleşmedeki rakamı veya Mısır’ın benzer tesis için gözden çıkardığı parayı araştırabilir).

Demek ki bir Kanal’a gömeceğimiz para ile 2 adet PETKİM tesisi inşaatını tamamlayabiliriz.

 Yeni bir PETKİM kaç senede işletmeye alınabilir?

Günümüz koşullarında bu soruya net yanıt vermek oldukça güç. Çünkü kuracağınız tesis için ayrıntılı bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bunun için her ne kadar 200 akademisyene gerek olmasa da çok ciddi bir çalışmaya ihtiyaç duyulur. Bununla birlikte bazı bilgilerden yararlanarak tahmini bir sonuca ulaşabiliriz.

Örneğin SOCAR 2 milyar dolarlık bir petrokimya yatırımı için 2023 yılında imalata başlayabileceğini söylüyor. Mısır’ın yatırım tutarı 10 milyar dolar civarındaki tesis için belirlediği süre 2 yıldan az. Rusya Federasyonu’un kurmakta olduğu tesis için verilen süre ise 5 yıl.

Bu verilerden yola çıkarak böyle bir tesis için yatırım süresinin 3-4 yıl olduğunu kabul edebiliriz.

Kanal’ın inşaat süresinin yarı zamanında iki PETKİM’i işletmeye almak mümkün.

PETKİM’in cirosu nedir?

SOCAR tarafından yapılan açıklamaya göre 2018 yılında PETKİM’in cirosu 9,3 milyar TL( 2,1 milyar dolar). İlk altı aylık verilere göre ve ekonomik krize rağmen PETKİM’in cirosu bu yılda (2019)yine aynı miktarda gerçekleşmiş olacak.

Buna göre iki PETKİM’in yıllık cirosu 4,2 milyar dolar oluyor.

PETKİM’in cirosu Kanalın getirisinden 4 kat daha fazla.

PETKİM’lerin istihdamı.

İstanbul kanalı anlatılırken istihdamın inşaat sürecinde 10.000, işletme döneminde 500-800 olacağı açıklandı.

PETKİM’lerin istihdamı ile ilgili verebileceğimiz bir iki rakam var.

İlki doğrudan memleketimizin kaynaklarıyla Aliağa’da kurduğumuz PETKİM’e ait.

PETKİM özelleştirme girdabına sokulmadan önce 6 bin kişiden daha fazla çalışanı olan bir tesisti.

Bir diğer veri ise güncel.

 Yukarıda sözünü ettiğimiz dünyanın en büyük petrokimya tesisinin kurulma aşamasında 6 bin kişinin çalışacağı, işletme için ihtiyaç duyulacak işgücünün ise 3 bin olacağı belirlenmiştir.

Bu nedenle iki PETKİM için 10 bin kişiden fazlasının inşaat aşamasında( bunların çoğunluğunun teknik eleman olduğunu unutmayalım),  6 bin kişinin ise işletmede çalışacağını kabul edebiliriz.

İki PETKİM’de çalışacak 6 bin kişi, Kanal’da istihdam edileceklerin 10 kat fazlasıdır.

PETKİM’in katkıları

Buraya kadar bir petrokimya tesisinden söz ettik. Bu tesisin üreteceği maddeler kimyasal hammaddeler. Bu kimyasallar birçok ürünün girdisi olduğu gibi, yaşamımızın her alanında kullanılan binlerce son ürünün de ana girdisi. Buna inşaat sektöründe kullanılan yüzlerce malzeme de dahil.

Öte yandan dünyada da olduğu gibi, bu hammaddeler yapılacak ARGE çalışmalarıyla çok daha değerli ürünlere dönüştürülebilmekte.

Demem o ki, birçok nitelikli teknik elemanın çalışabileceği teknolojik merkezlerinin de anahtarı.

Son kelimeler

Yukarıda anlattıklarımızı kalıcı olması için bir tabloda özetlemek istiyoruz.

 Bu tabloyu da gördükten sonra isterseniz 20 sene sonra içerisinde sörf yapa(maya)cağınız bir kanala isterseniz memleketi engin denizlere ulaştıracak bir yelkenliye binmeye karar verebilirsiniz.

 

Proje

Yatırım tutarı

Ciro

İşletmede çalışacak kişi sayısı

Yapım süresinde çalışacak kişi sayısı

İşletmeye geçiş süresi

Diğer katkıları

Kanal

 

20 Milyar $

 

1

Milyar $/yıl

 

500-800

 

10.000

 

7 yıl

İnşaat ve hizmet sektörüne destek

PETKİM(*)

 

20 Milyar $

 

4,2

Milyar $/yıl

 

6.000

 

12.000

 

3-4 yıl

İmalat sanayi ve yüksek teknolojik ürün imalatı

*2 PETKİM içindir